| Ama acı gerçek şu ki, bu bitkinin aslında kendi doğal habitatında bile tehlike altında olduğu kabul ediliyor. | TED | لكن الحقيقة المرة هي أن هذه النبتة الفريدة هي في الواقع تعتبر من بين النباتات المهددة في موطنها الطبيعي. |
| Bay Kent, bence siz ileride muhteşem bir senatör olacaksınız fakat acı gerçek şu ki, Lionel'in parası olmadan kazanma şansınız hiç yok. | Open Subtitles | أعتقد بأنك ستكون سيناتور عظيم، سيد كنت لكن الحقيقة المرة هي أنك لم تكن لتفوز بهذه الانتخابات بدون نقود ليونيل |
| İşte bu dostlarım, Çirkin Gerçek | Open Subtitles | و هذه يا أصدقائي هي الحقيقة المرة |
| Mike, Çirkin Gerçek nasıl başladı ? | Open Subtitles | إذاً أخبرني يا مايك كيف بدأ برنامج "الحقيقة المرة" ؟ |
| Akıl almaz gaddarlık, ticaretin acı gerçeği olduğunda yardım etmek üzere orada bulunacağız. | Open Subtitles | عندما الوحشية التي لا يمكن تصورها تصبح الحقيقة المرة للتجارة... سنكون هناك للمساعدة |
| - Bayağı değişik. - Ne acı bir gerçek. | Open Subtitles | إنها شيء مختلف - نعم هذه هي الحقيقة المرة - |
| Kimse ilk seferde kavrayamıyor. | Open Subtitles | لا أحد يصيب الحقيقة المرة الأولى |
| korkunç gerçeği sana söyleme gücünü kendimde bulamadım. | Open Subtitles | لم أستطع أن أتحمل تلك الحقيقة المرة |
| Asıl acı gerçek, bunu almamla birlikte, artık biraz önce tvde gördüğün adam değilim ve artık evlendiğin adam değilim. | Open Subtitles | الحقيقة المرة هي، بأخذي هذه الأموال لن أكون الرجل الذي شاهدته منذ قليل على التلفاز و لن أكون الرجل الذي تزوجتيه |
| acı gerçek şu ki, oraya çölün ortasına, | Open Subtitles | الحقيقة المرة هي اننا لن نرسل فريق مسلح الى الصحراء بناء على نظرية |
| Sanırım acı gerçek şu ki herkes büyük bir şeyler başaramayacak. | Open Subtitles | أعتقد أن الحقيقة المرة هي، أن ليس الجميع سيحقق العظمة في حياته. |
| -Afedersiniz ama Jack Magnum artık Çirkin Gerçek de yok | Open Subtitles | أنا آسفة و لكن جاك ماجنم لن يستطيع تقديم برنامج "الحقيقة المرة" بعد الآن |
| -İşte bu millet Çirkin Gerçek | Open Subtitles | و ها هي لديكم يا أصدقاء هذه هي "الحقيقة المرة" |
| Çirkin Gerçek herkes bilecek | Open Subtitles | طريقة قول مايك "الحقيقة المرة" |
| - Bayağı değişmiş. - Ne acı bir gerçek değil mi. | Open Subtitles | إنها شيء مختلف - نعم هذه هي الحقيقة المرة - |
| Tabii ki kimsenin kalmadığına emin olana kadar aramaya devam edeceğiz ama acı bir gerçek var ki başka kurtulan olduğunu sanmıyoruz. | Open Subtitles | بالتأكيد نحن لن نتوقف حتى نتأكد ...أننا عثرنا على كل شخص, لكن لكن الحقيقة المرة أننا لا نعتقد أن هناك أي ناجين أكثر |
| Bu acı bir gerçek. | Open Subtitles | هذه الحقيقة المرة |
| Kimse ilk seferde kavrayamıyor. | Open Subtitles | لا أحد يصيب الحقيقة المرة الأولى |
| Öndeyken bırakmalıydım. Bıraksaydım ailemiz ve Virgil'le ilgili korkunç gerçeği öğrenmezdim. | Open Subtitles | كان عليّ أن أتوقف بينما كنت مستمرة بدلاً من معرفة الحقيقة المرة عن عائلتنا و(فيرجيل) |