"الحقيقة ما" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerçek

Ancak, Gerçek hayatta nasıl olur?
ولكن في الحقيقة .. ما الذي يحدث في الحياة الواقعية ؟

Tasarımcıların ve insanların emeklerinin meydana getirdiği bu yeri görüyorsunuz. Ancak Gerçek şu ki, birçok madde hali hazırda buradaydı ve başka bir biçime yeniden şekillendirildi.
حسنا، ترون هذا الفضاء المشكل عن طريق مصممين والناس ولكن في الحقيقة ما ترونه عبارة عن مواد كانت موجودة هنا أصلا وتمت إعادة تصميمها بشكل محدد.

Arabalarımız, paramız var. Gerçek dışında her şeyimiz var.
لدينا كل شئ ولكن الحقيقة ما هى الحقيقة ,اللعنة؟

Gerçek hala orada bir yerde ama hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı.
الحقيقة ما زالت هناك... ... لكنّهما أكثرخطورة.

Gerçek, bize yaptıkların.
إنّ الحقيقة ما أنت عملت إلينا.

Gerçek şu ki; ölümlerin yarısı kalp-damar hastalıkları yüzünden, ve bu ölümlerin yarısında da ilk hastalık belirtisi ölüm.
إلى الطعام و نمط الغذاء الغربي على أنّه المسبّب. في الحقيقة ما يقارب نصف كل الوفيّات ناجمة عن مرض اﻷوعية القلبيّة، و في نِصْف هذه الوفيّات العَرض اﻷوّل يكون الوفاة.

Gerçek şu ki, evet biraz kayboldum.
هي الحقيقة ما حدٍّ إلى ضائعة أَنا نعم،

Gerçek şu ki bana yaptığınız şey bana birinin yapabileceği en iyi şeydi.
الحقيقة... ما فعلتِه لي كان أفضل شيء كان يُمكن أن يفعله أي شخصٍ من أجلي

- Bilmiyorum. Yine de gerçeği bilmeye hakkı var? - Gerçek mi?
- يستحق ان يعلم الحقيقة ما الحقيقة، إذاً ؟

Ama katilin Flirtual'da gördüğü kişiyle Gerçek uyuşmadığı zaman, onları cezalandırdı.
لكن عندما لا تطابق الحقيقة ما رآه القاتل "في "فليرتشوال

Yani Gerçek; ben ne yazmayı seçersem odur.
إذن ، الحقيقة ما أختار أن أكتبه

# Gerçek hangisi Uygun hangisi
# ما هي الحقيقة ما هي المثالية

Gerçek şu ki, onu hala seviyorum.
في الحقيقة ما زلت أحبها

Gerçek çiçekler değil, çiçeklere yapılan imadan bahsedeceğiz.
ليس الورود الحقيقة ... ما تعنيه الورود

- Gerçeği. - Nedir o Gerçek?
الحقيقة ما الحقيقة؟

Gerçek Alice Webster'ın yaşayıp yaşamadığını bilmem gerekiyor.
أريد أن أعرف هل (اليس ويبستر) الحقيقة ما تزال على قيد الحياة

- Ben, ben miyim peki? - Seni temin ederim Gerçek Melinda May iyi durumda.
أؤكد لكِ، (ماي ميليندا) الحقيقة ما زالت بخير