"الحلقةِ" - Translation from Arabic to Turkish

• yüzüğü
• yüzüğe

O kemikli parmağa yüzüğü taktığın andan, çıkardığın ana kadar uğraştın.
مِنْ اللحظةِ إنزلقتَ تلك الحلقةِ في إصبعِها العظميِ وهو إنزلقَ فوراً ثانيةً.

O yüzüğü parmağına taktığımdan beri
مُنذُ أن وَضعتُ تلك الحلقةِ على إصبعِكِ،

Ve kızı dehşete kapılmıştı, ama o ortada gezinip o yüzüğü arıyordu.
وبنته مُفزَعة لَكنَّه يَرْكضُ حول بَحْث عن الحلقةِ.

Oh siz burada kalıp, yüzüğü arayacaksınız.
أوه أنت سَتَبْقى هنا وتَبْحثُ عن الحلقةِ.

Belki yüzüğe uygun olsun diye seçti.
حَسناً، أَحْزرُ لَرُبَّمَا هو كَانَ فقط يُحاولُ مُجَاراة الحلقةِ.

Pekâlâ, bak, şu aptal yüzüğü artık aramayacağız, bu yüzden hadi buradan defolalım.
الموافقة، نظرة، نحن لَنْ نَجِدَ تلك الحلقةِ الغبيةِ على أية حال لذا دعنا فقط نَخْرجُ من هنا.

Stewert Elmasları'na göre, siz ve Lisa 11 hafta önce bu yüzüğü almak için oradaymışsınız.
طبقاً لماسِ ستيوارت... أنت وليسا كَانتْ في أحدَ عشرَ إسبوعِ مضى لشِراء تلك الحلقةِ.

O yüzüğü ne kadar çok sevdiğini biliyorum o yüzden iyi bir şey yapmak istedim.
حَسناً، أَعْرفُ كَمْ تَحبُّ تلك الحلقةِ... وأنا أردتُ أَنْ أعْمَلُ شيءُ لطيفُ.

Birazını bu yüzüğü almak için kullandı.
إستعملَ He البعض مِنْ أَنَّهُ لشِراء هذه الحلقةِ.

yüzüğü almak.
تَحْصلُ على الحلقةِ.

Pekala, sanırım büyükannemin bu yüzüğe ne yaptığını buldum.
الموافقة، الآن، أعتقد فَهمتُ الذي الغرامات إلى هذه الحلقةِ هنا.