| Ve bırakmak istedik, bu da en iyi çözüm olarak gözüküyordu. | Open Subtitles | ونرغب في ترك المجال ، لذا بدا ذلك هو الحل الأمثل |
| Oyun kuramcıları bunu en iyi sosyal çözüm olarak görür. | TED | أصحاب نظريات الألعاب يعتبرون ذلك الحل الأمثل اجتماعيا |
| Ama evi istemediğinize göre, mükemmel bir çözüm buldum. | Open Subtitles | ولكن من الواضح أنك لا تريد المنزل، لدي الحل الأمثل |
| Fakat David Brin'e göre böyle cam kubbelerin altında değişmeden yaşamak çözüm olmayacak. | Open Subtitles | ولكن دافيد برن يعتقد، بأنه في نهاية المطاف، فإن الحياة خلف حاجز من الزجاج ربما لا تشكل الحل الأمثل. |
| Cilt bakımı için bilimsel ve tıbbi çalışmalar yaptılar ve bu ikisini, kullandığınız cilt solüsyonunda birleştirdiler. | Open Subtitles | درسوا علوم الطب و العناية بالبشرة ودمجوا هذين في الحل الأمثل للعناية ببشرتك |
| Şu anki en hızlı çözüm, bu iki salak. | Open Subtitles | في الوقت الراهن، الحل الأمثل هو هذان الأحمقان. |
| Kardeşinizi geçici olarak olsa bile evlatlık verilmekten uzak tutmak istiyorsanız babanız daha kolay bir çözüm. | Open Subtitles | والدك هو الحل الأمثل إذا رغبتم بإبعاد أخوكم عن منزل الرعايا حتى لو كان بشكلٍ مؤقت |
| Tekne ikilemine mükemmel bir çözüm buldum. | Open Subtitles | الأمر يا جورج تاكر ان لدى الحل الأمثل لمشكلة منزلك العائم |
| Bu hayvan problemi için en mükemmel çözüm ve bunu üç gün sonra birlikte göreceğiz. | Open Subtitles | هذا هو الحل الأمثل لمشكلة الحيوانات وجميعكم سترون ذلك بعد 3 أيام |
| Bu düzeyde bir etkide cinsiyet eşitliği yaşam için iklim düzenini yenilemekte temel çözüm. | TED | فإن المساواة بين الجنسين هي الحل الأمثل لاستعادة مناخ صالح للحياة. وعلى هذا المستوى من التأثير ، تتساوى المساواة بين الجنسين مع التوربينات الريحية |
| En iyi çözüm gemiyi tekrar batırmak. | Open Subtitles | أتعلم، الحل الأمثل هو أن تغرق السفينة |
| Anne, evden taşınmanın en doğru çözüm olduğuna emin misin? | Open Subtitles | - أمي , هل أنتِ متأكدة أن الإنتقال خارجاً هو الحل الأمثل ؟ |
| En iyi çözüm gemiyi tekrar batırmak. | Open Subtitles | أتعلم، الحل الأمثل هو أن تغرق السفينة |
| Eve gitmek senin için en iyi çözüm. | Open Subtitles | الذهاب إلى المنزل هو الحل الأمثل لكِ. |
| Size göre bu, iklim değişimi için nihai bir çözüm. | Open Subtitles | يمثل الحل الأمثل للتغيّر المناخي |
| - En iyi çözüm değil. | Open Subtitles | إنّه ليس الحل الأمثل |
| Harika bir çözüm buldum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن لدي الحل الأمثل |
| Mükemmel bir çözüm buldum. | Open Subtitles | وجدتُ الحل الأمثل. |
| O zaman bu muhteşem bir çözüm. | Open Subtitles | إذاَ.. هذا هو الحل الأمثل |
| Cilt bakımı için bilimsel ve tıbbi çalışmalar yaptılar ve bu ikisini, kullandığınız cilt solüsyonunda birleştirdiler. | Open Subtitles | درسوا علوم الطب و العناية بالبشرة ودمجوا هذين في الحل الأمثل للعناية ببشرتك |