| Akciğerlerinde tuzlu su var, alveolleri kopmuş bir de köpüklü salyaya rastladım. | Open Subtitles | مياه مالحة في رئتيه، الحويصلات الهوائية مُمزقة، اللعاب مزبد، شرب حتى الغرق. |
| Bu, havanın içeri çekilmesine izin verip, ciğerlerimizdeki alveolleri milyonlarca küçük keseyi şişirir. | TED | وهذا ما يسمح باستنشاق الهواء، واتنفاخ الحويصلات الرِّئوية؛ فتدخل ملايين من الحويصلات الصغيرة إلى الرِّئتين. |
| Özellikle alveolleri patlatacak kadar basınç imkansız. | Open Subtitles | بالتأكيد ضغط غير كافي لأنفجار الحويصلات الهوائية |
| Oksijen ciğerleri terk edince alveoller patlamış. | Open Subtitles | كما هرب الأوكسجين من رئتيه، الحويصلات إنفجرت. |
| Akciğer dokusuna, özellikle alveoller. | Open Subtitles | أنسجة الرئة، الحويصلات الهوائية على وجه التحديد. |
| Bu kızın ciğerleri, kapasitelerinden fazla su ile doldurularak alveolleri patlatılmış. | Open Subtitles | رئتا هذه الفتاة الشابة ملأت بماء متدفق مع قوة كافية لأحداث التوسع في الحويصلات الهوائية بسبب أستيعاب أكثر من طاقتها |
| Sonra alveolleri -kan ile akciğerler arasında oksijen ve karbondioksit değiş tokuşunu sağlayan küçük hava keseleri- dolduruyor. | TED | وبعد ذلك، يملأ الدخّان الحويصلات الهوائية، تلك الأكياس الهوائية الصغيرة التي تسمح بتبادل الأكسجين وثاني أكسيد الكربون بين الرئتين والدم. |