| Hiçbir zaman bitki ya da hayvan besleyemedim. | Open Subtitles | أنا ما سَبَقَ أَنْ كُنْتُ جيدَ بالنباتاتِ أَو الحيواناتِ. | 
| Böceklerden anlamam ama çoğu hayvan kendi bölgesinde avlanır. | Open Subtitles | أَعْني، أنا لا أَعْرفُ كثير حول البقِّ، لكن أكثر صيدِ الحيواناتِ في فنائهم الخلفي الخاصِ. | 
| Bu hayvanlar hep burada! | Open Subtitles | هذهِ الحيواناتِ دائماً هنا. إللعنة عليهم. يا يسوع المسيح. | 
| Tüm bu küçük şişman cinler ve melekler. Ve tüylü hayvanlar. | Open Subtitles | كُلّ هذه الملائكِة الصَغيرةِ السمينِة والملائكة مع الحيواناتِ المتوحشة | 
| Yardımımı bekleyen... yok olma tehlikesindeki hayvanları arıyorum. | Open Subtitles | أنا أُسافرُ كثيرا، أفتّشُ مناطق العالم.. بحثاً عن الحيواناتِ المعرَّضة للخطرِ التي تَحتاجُ إلى مساعدتَي.. | 
| Kural kuraldır. hayvanlara zarar veren birisi size bunu yapar mıydı? | Open Subtitles | هل من الممكن لشخصٍ قد يؤذي الحيواناتِ أن يصنعَ لكَ هذه؟ | 
| Psikolog olmayı düşünüyordum. Ama her zaman hayvanlardan etkilenmişimdir. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّني كُنْتُ دائماً فقط سَحبَ إلى الحيواناتِ. | 
| Muhtemelen orada her türlü hayvan vardır. | Open Subtitles | من المحتمل .. كُلّ أنواع الحيواناتِ هناك. | 
| Bu kar, buradaki birçok hayvan için yiyecek demek. | Open Subtitles | إنّ الثلجَ غذاءُ للعديد مِنْ الحيواناتِ هنا، مثل عنكبوتِ البحرَ | 
| hayvan leşlerinden bu şekilde kurtulmak yasadışı. | Open Subtitles | تَخَلُّص مِنْ الحيواناتِ مثل هذا غير شرعيُ. | 
| Kağıtları katlayarak hayvan yapmak da sanat ama kimse bunu yaparak geçinmeyi düşünmez. | Open Subtitles | وكذلك صنعُ أشكالِ الحيواناتِ من الورق إلا أن المرءَ لا يتوقّع أن يجني منها قوتَ يومه | 
| Oturduğum yerde evcil hayvan beslemek yasak. | Open Subtitles | لأنَّ مكان إقامتي لا يسمح بتواجدِ الحيواناتِ الأليفة | 
| hayvanlar ya da seks delisi liseliler gibiydik. | Open Subtitles | نحن كُنّا مثل الحيواناتِ أَو مراهقون مجنونون جنس. | 
| Bazı hayvanlar cehenneme gider mi? | Open Subtitles | يَعمَلُ بَعْض الحيواناتِ إذهبْ إلى الجحيم؟ | 
| Bazı becerikli hayvanlar yıl boyunca buralarda yaşar. | Open Subtitles | تَعِيشُ بَعْض الحيواناتِ الغنيّةِ هنا طِيلَة السَّنَة. | 
| Yağmur ormanlarında büyük hayvanlar nadirse, gruplar halinde yaşayan büyük hayvanlar daha da nadirdir. | Open Subtitles | إذا كانت الحيواناتِ الكبيرةِ نادرة في الغاباتِ فان العيش في مجموعات كبيرةِ في الحقيقة أندر | 
| Bazı hayvanları görmek öyle zordur ki, adeta hayalet gibidirler. | Open Subtitles | بَعْض الحيواناتِ تصعب جداً رؤيتها تبدو كالارواح. | 
| Keşke içimdeki "hayvanları yemek bir cinayettir" diyen manevi sese dikkat kesilmesem ama sanırım sizler kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | أتمنى لو كنتُ قادرةً على إسكات ذلك الصوت داخل رأسي والذي يقول أن أكلَ الحيواناتِ جريمة لكن أظنّ أنني لستُ قويةً مثلكم | 
| Çocuk sevdiği hayvanları korumaya çalışıyordu. | Open Subtitles | الطفل كَانَ فقط مُحَاوَلَة لحِماية الحيواناتِ يَحبُّ. | 
| Bu masum hayvanlara jokeyin neler yaptığını gördün mü? | Open Subtitles | رَآك الذي الفرسانَ هَلْ هذه الحيواناتِ البريئةِ؟ | 
| Törenden sonra da hayvanlara yedirebiliriz. | Open Subtitles | وبعد المراسمِ، نحن يُمْكِنُ أَنْ يَغذّيهم إلى الحيواناتِ... | 
| Şirketin işe aldığı tüm ayaktakımıyla hayvanlardan bizi ayıran tek şey bu kurallardır. | Open Subtitles | مَع كُلّ حثالة القوم الشركةِ وظفته هي فقط قواعدُ تفصلْنا عنْ الحيواناتِ. |