| Eğer krater çıkış yoluysa, seni oraya götüreceğiz. | Open Subtitles | لو كانت الحُفرة هي المخرج، فإننا سنأخذكِ معنا. |
| Bulduğumuz bir sonraki lanet deliğe siz ibnelerden birisini tıkacağım! | Open Subtitles | سأَضعُ واحداً مِنكُم أيها الحقيرين في الحُفرة التالية التي نجِدُها |
| Bu insanlar Hücre'de kalmak için savaşıyordu. | Open Subtitles | هؤلاء الناس كانوا يتصارعون للبقاء فى الحُفرة. |
| İnsanların açtığı tünele doğru bir delik kazarken onu gizlenmek için kullanırız. Tuğla olmadan. | Open Subtitles | بإمكاننا أستخدامها كغطاء لنقوم بحفر حفرة جديدة و المرور إلى الحُفرة البشرية لا صخور. |
| Ve şu anda hayatım gibi gözüken deliğin içine yuvarlandım. | Open Subtitles | وحينها زحفت أنا إلى الحُفرة التي تبدو الآن أنها حياتي |
| İlk otobüse bin, kratere ulaştığımızda gerçekten yardımına ihtiyaç duyacağım. | Open Subtitles | اركبي الحافلة الأولى، فسأحتاج لمُساعدتكِ حقاً حينما نصل لتلك الحُفرة. |
| Bu krateri havaya uçurmak için bir şeyler bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أجل، يجب علينا جلب بعض العتاد حتى نستكشف هذه الحُفرة. |
| Erzak topluyor. Bizimle kraterde buluşacak. | Open Subtitles | إنّها تجلب إمدادات غذائيّة، سوف تُقابلنا عند الحُفرة. |
| Eğer Hounds Melanie'nin Zenith'te olduğunu söylerse bu da demek olur ki krater çıkış yolumuz. | Open Subtitles | لو أخبرونا أنّ (ميلاني) في (زينيث)، فذلك يعني أنّ الحُفرة هي طريق خروجنا. |
| Sence krater ne kadar süre açık kalacak? | Open Subtitles | -حتّام ستظلّ الحُفرة مفتوحة برأيكما؟ |
| Sam. Rebecca. krater buradan çıkış yolumuz olabilir. | Open Subtitles | (سام)، (ريبيكا)، يُمكن أن تكون الحُفرة هي المخرج، لذا علينا جمع أهالي البلدة. |
| deliğe ne koydunuz sizi orospu çocukları? | Open Subtitles | إذن من وضعتهم في هذه الحُفرة أيها السفلة؟ |
| Johnny, senin. Neden deliğe gidip o lazanyacıyı bitirmiyorsun. | Open Subtitles | (جوني)، ستفعل ذلك، أريدك أن تذهب إلى الحُفرة وتضرب ذلك الأخرق |
| deliğe sığmayacak. | Open Subtitles | لن يخرج من هذه الحُفرة |
| Onları, "Hücre" olarak bilinen çift üniteli taşınabilir evlerde yaşamaya zorladı. | Open Subtitles | أجبرهم على الاقامة فى مقطورتين مُذدوجتين أصبحتا تُعرفان بإسم "الحُفرة". |
| Diyelim ki FBI Hücre'ye geldi "Biz FBI'danız. | Open Subtitles | لِنفترِض أن مكتب التحقيقات الفيدرالى جاء إلى الحُفرة... |
| Yöntemleri, Interpol'ün "Duvardaki delik" adını verdiği taktiği kullanan oldukça başarılı hırsız grubuyla örtüşüyor. | Open Subtitles | أسلوب عملهم يُطابق فريق سرقات ناجح للغاية والذي لقبته الشُرطة الدوليّة بـ"عصابة الحُفرة في الجدار" لأسباب واضحة. |
| Kim bana lanet bir delik açar! | Open Subtitles | احفروا لي الحُفرة اللعينة |
| Ben mi? Bu deliğin engelli girişi olacak mı? | Open Subtitles | هل ستكونُ الحُفرة مُعدَة للمُعاقين؟ |
| Hmen şurada,şuradaki deliğin içinde. | Open Subtitles | هناك تماما ً. في الحُفرة تماما ً |
| kratere giderken, 25 yıl önce. | Open Subtitles | -في طريقنا إلى الحُفرة قبل 25 عاماً . |
| Ama bu sefer çok hasta. Chester's Mill'e döndüğümüzde Melanie'nin kraterde olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما رجعنا إلى (تشيستر ميل)، راودتني رؤيا لـ(ميلاني) في الحُفرة. |
| Junior, ben ve Hunter kraterin başındayız. | Open Subtitles | أنا و(جونيور) عند الحُفرة مع (هنتر). |