"الخارج و" - Translation from Arabic to Turkish

• Dışarıda
• çıkıp
• dışarıdaydım

O insanların kocanın ölümünün sorumluluğunu almamaları ve hâlâ ceza almadan Dışarıda gezmeleri.
أن الناس الذين يتحملون موت زوجكِ مازالوا طلقاء في الخارج و لم يعاقبوا

Başka insanlara geçebilen hastalık etkenleri ancak hasta kişilerin göreceli olarak sağlıklı hissetmesine ve Dışarıda dolaşarak sivrisinekler tarafından ısırılabilmesine olanak veren hastalık etkenleri olacaktır.
الكائنات الضارة الوحيدة التى يمكن نقلها هى تلك التى تصيب أناس يشعرون بصحة جيدة للمشى فى الخارج و التعرض للدغات البعوض.

- İyi eller Dışarıda, düzmece eller içeride. - Düzmece elleri çok seviyorum.
الكروت الكبيرة تقطع فى الخارج و الايادى الباردة فى الوسط الايادى الباردة التى أحبها

Acaba dışarı çıkıp biraz hava alsak mı?
لا لا نخرج إلى الخارج و نحصل على بعض الهواء

Ama dışarı çıkıp, bulaştırmanıza izin veremezdim. Onu muhafaza etmeliydim.
و لكني لم أستطيع أنا أترككم تذهبوا إلى الخارج و المخاطرة بإصابة الأخرين, كان على احتواءه

Hatırlıyorum o gece dışarıdaydım. Eve geldiğimde radyoyu açtım.
أتذكر هذه الليله جيداً، كنت فى الخارج و عدت للمنزل متأخراً فأدرت المذياع

Demin dışarıdaydım, biraz zıpladım.
لقد كنت في الخارج و أخذت قفزه صغيره

Sen Dışarıda bekle, ben getiririm. Tamam mı?
إنتظرني في الخارج و سأحضر الطعام لكَ, حسناً؟

Sana tavsiyem, ikiniz de dışarı çıkın... ve aranızdaki meseleyi mantıklı bir şekilde Dışarıda halledin.
.أقترحعليكمالذهابإلى الخارج. و مناقشة الأمر بمنطقية في الشارع

Evet! Dışarıda ihtiyaçları olan birçok bahisçi var, oğlum.
يوجد الكثير من المقامرين في الخارج و لديهم طلبات

Dışarıda bir katil var, karınıza inanmamız için 3 arkadaşımız öldü.
هناك قاتل في الخارج و عِنْدَنا عدد من الجثث لإثْباته.

Meg bana 25 kuruş ver de Dışarıda oyuncak uçağa binip göçmen çocukları kıskandırayım.
ميج .. أقرضيني 25 سنتاً حتى أتمكن من ركوب لعبة الطائرة في الخارج و أجعل أولئك الأطفال المهاجرين غيورين

Dışarıda sokaklara hükmetmiş olabilir ama burada bizden farkı yok.
ربما كان يحكم الشوارع في الخارج و لكن هنا ، هو مثلنا تماماً

Peki ya beni Dışarıda park ettiğin limuzinine götürsen, ve...
هل من الخطأ أن تأخذني إلى الليموزين الموقفة في الخارج و .. ؟

Bulaşıkları boşverelim ve dışarıya çıkıp biraz eğlenelim.
لننسَ أمر الأطباق و لنذهب في الخارج و نفعل شيء ممتع

Ve Daycia'nın özel tedavi programında dışarı çıkıp sarhoş olmakda var mıydı?
و هل تلقت ديشيا خطة علاجية شخصية تسمح لها بأن تذهب الى الخارج و تضيع

Nasıl oldu bilmiyorum ama ben dışarıdaydım, Trevor'sa başaramamıştı.
ولا أعلم كيف جرى الأمر ولكنني كنتُ في الخارج و(تريفور) لم ينجو.

Ben dışarıdaydım...
(لقد كنت في الخارج و (تيج أتى