| Elimi o poşete tekrar sokmayacağım. kuzuyu sen alıyorsun. | Open Subtitles | لن أقبل بهذه الأعذار المبتذلة مجدداً ، ستأخذ الخاروف |
| Pekala, o aptal kuzuyu geri götürmem gerek. | Open Subtitles | حسناً ، أريد أن تعيدي لي الخاروف الغبي |
| Nelson küçük kuzuyu sevdi | Open Subtitles | * نيلسون) يحب الخاروف الصغير) * |
| kuzu eti bulamadım, tavuk kanadıyla yetineceğiz. | Open Subtitles | لم استطع ايجاد لحم الخاروف لذا أظن أن أجنجة الدجاج ستفي بالغرض |
| Tabii eğer benim kuzu pirzolalarımdan bir tanesine daha el uzatırsanız, sizi öldürmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ولكن إن مددت يدك لأخذ قطعة أخرى من طبق لحم الخاروف خاصتي ، فسوف أقتلك |
| Yine mi o aptal doldurulmuş kuzu? Eğitim denen şey bu değil! | Open Subtitles | ليس ذلك الخاروف المحشو الغبي مجدداً هذا لا يعتبر من التعليم |
| Nelson küçük kuzuyu sevdi | Open Subtitles | * نيلسون) يحب الخاروف الصغير) * |
| kuzu eti buldum! | Open Subtitles | عثرت على لحم الخاروف |
| Pekala, sınıf, cuma gününün öğle vaktindeyiz. Bu şu anlama geliyor ki; hanginizin kuzu Larry'yi hafta sonu için eve götüreceğini belirlemenin zamanı gelmiş. | Open Subtitles | حسناً ايها الصف ، الوقت الآن هو عصر يوم الجمعة ، وهذا يعني حان وقت معرفة من منكم سيأخذ (ليري) الخاروف معه للمنزل؟ |
| Küçük kuzu Küçük kuzu | Open Subtitles | * الخاروف الصغير ، الخاروف الصغير * |
| Varsa yoksa kuzu eti. | Open Subtitles | لا شيء سوى لحم الخاروف. |