| Örneğin, bir firma Kendi arama motoru aracılığıyla bir aşk hikayesi anlatacak, | TED | على سبيل المثال، إحدى الشركات ستسرد قصة الحب عن طريق محرك البحث الخاص بها. |
| Ayrıca binaların silueti; Kendi böcekleri, bitkileri ve hayvanları hatta Kendi havaları ile özgün, kentsel yaşam alanlarıdır. | TED | بالإضافة أن الأفق تمثل مساكن حضرية مميزة بدرجة كبيرة بما تحتويه من حشرات ونباتات وحيوانات، وحتى الطقس الخاص بها. |
| Böyle asil bir iltimas, onun Paris'te Kendi yayınevini açmasını sağladı. | TED | تلك الرعاية الملكية مكنتها من إنشاء دار النشر الخاص بها في باريس. |
| Bize baki kalan her ruhun, Kendi varoluş sırrını kendisinin çözmesi gerektiğidir. | Open Subtitles | و لكن هل يبقى الشك فكل نفس بشرية يجب عليها العثور على سر الإيمان الخاص بها |
| Bu arada Kendi porno filminde bu adamı beceriyor. | Open Subtitles | في نفس الوقت كانت منغمسة في فيلمها الإباحي الخاص بها ..تضاجع هذا هذا الشاب |
| Bayan Teschmacher de Kendi kentini alacak. | Open Subtitles | ـ أنسة تاسمكر ـ عندها مكانها الخاص بها ـ أوتس برج؟ |
| Eğer Kendi evi olsa anlardım. | Open Subtitles | بمقدوري أن أفهم إذا كان هُناك تبعية في منزلها الخاص بها وما إلى ذلك. |
| Ruslara yetişebilmek için Amerika, Kendi uydu programını hızlandırdı. | Open Subtitles | ،للحاق بركاب الروس دفعت أمريكا مشروع الأقمار الصناعية الخاص بها إلى الأمام |
| Miranda apartmanına vardığında Kendi cinsiyet değişimini buldu. | Open Subtitles | وفي وقت لاحق، وجدت ميراندا شقتها خضعت التحول بين الجنسين الخاص بها. |
| Cehennem Kedisi Maggie Kendi meyhanesini açmaya çalıştı. | Open Subtitles | قطة الجحيم ماجى حاولت فتح محل الخمور الخاص بها |
| Hellcat Maggie Kendi içki dükkanını açmaya çalıştı. | Open Subtitles | قطة الجحيم ماجى حاولت فتح محل الخمور الخاص بها |
| İcat ettiği dağıtım çantası sayesinde son 2 yıl içinde Kendi çalıştığım 7 yıla göre daha fazla para kazandık. | Open Subtitles | و بسبب اختراعها لصندوق التسليم الخاص بها فهي تنجز في يومين ما افعله انا في اسبوع |
| Hayır, onun kurtarması gereken Kendi masumu var. | Open Subtitles | لا ، إن لديها البريء الخاص بها كي تنقذه. |
| Annem onların su kalesini Kendi naneli kokteyliyle karıştırdı. | Open Subtitles | إختلطت أمي بينهم و بين شراب الجولب الخاص بها |
| Annesi cezasını verir. Ama üyeliği Kendi başına kazanmak zorunda. | Open Subtitles | امها اعطتها العرض, يجب ان تاخذ العرض الخاص بها. |
| Baslangiç için Kendi yaptigi susi vardi... | Open Subtitles | من أجل المقبلات حضرّت السوشي الخاص بها.. |
| Haas, Kendi deri ceketini dikiyorsun. | Open Subtitles | هوز , كنت قد قدمت نفسك معطف الفرو الخاص بها. |
| Benden büyüktü, kültürlüydü, şefkatliydi ve en iyi kısmı da Kendi hemşire üniformasının olmasıydı. | Open Subtitles | كانت كبيرة, و أكثر رقيا و إهتماما و أفضل من هذا كله000 أنني أحتفظ برداء مربيات الأطفال الخاص بها |
| Bu, kalıp olarak Kendi elimi kullandığım, en çok satan ürünümüz. | Open Subtitles | هذاالنموذجالأكثرروّاجاً،حيثُأستخدمّيديّ، لصنع القالب الخاص بها. |
| Esas fikir, her kullanıcının, Kendi Avatar'ı ile eşleşmesiydi. | Open Subtitles | المفهوم هو أن كل وحدة تحكم متصلة بالآفاتور الخاص بها |