| Çavuş Manuel Rodriguez ve Memur Thomas Kayser görev başında öldürüldü. | Open Subtitles | الرقيب مانويل رودريغز و الضابط توماس كايزر قتلا اثناء تأدية الخدمة |
| Altı aylık aktif görev sonrası 30 gram esrar kazanma şansını yakalayacaksınız. | Open Subtitles | ثم بعد ستة أشهر من الخدمة النشطة أنت مُؤهَل لاستلام لفّة حشيش |
| Körfez Savaşı'nda aktif görevde bulunmak istediğini ve geri çevrildiğini de biliyorum. | Open Subtitles | وكذلك أدرك بأنّكِ تقدّمتِ بطلب الخدمة الفعليّة أثناء حرب الخليج وقوبل بالرفض. |
| Willy, bize bir iyilik yap ve servis girişinden çıkmamıza izin ver. | Open Subtitles | ويلى , أسدى لنا معروفاً . و إجعلنا نخرج من مدخل الخدمة |
| Yeni haberimiz... köpeğiyle birlikte gezen kör bir Vietnam gazisi... bugün Batı Yakasındaki Sosyal hizmetler Bürosunu birbirine kattı. | Open Subtitles | أحد قدماء الحرب الفيتنامية الفاقد البصر أصابة حالة من الهيجان اليوم في احدى مكاتب الخدمة |
| Bana bu küçük iyiliği yapabilir misin Newmie? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تسديني هذه الخدمة البسيطة، نيومي؟ |
| Onlar için bu bir siyaset değil, bir amaca hizmet etmekti. | TED | وبالنسبة لهم لم يكن ذلك بسبب السياسة بل كان الخدمة لسبب. |
| Vietnamlılara karşı silahlanmak istemeyen Amerikalı asker kaçakları için sahte evrak hazırladı. | TED | فزور والدي الاوراق للفارين من الخدمة العسكرية الامريكية الذين رفضوا رفع السلاح في وجه الفيتنامين |
| Bu bilgi yalnız bir avuç aktif görev pilotuna verilir. | Open Subtitles | فقط حفنة من طياري الخدمة الفاعلة مُؤْتَمنون على تلك المعلومات |
| Yani Nike aslında iyilik ortağı, sağlık ve zindelik ortağı ve hizmet sağlayıcı olarak görev yapıyor. | TED | فنايك تتصرف كأنها شريك في الصحة، شريك اللياقة الصحة ومقدم الخدمة. |
| Eğer biri hatalı olursa, görev veya üretim veya hizmet başarısız olur. | TED | إذا فشل واحد منها في ذلك، تتعرض المهمة أو المنتج أو الخدمة إلى الانهيار. |
| Askeriye de onu aktif görevde tutmuş ve şu an yaralı askerler için bir hastaneyi yönetiyor. | TED | استعان به الجيش في الخدمة الفعلية، وهو الآن يدير مستشفى للجنود الجرحى. |
| Sanırım şerif ayrıldığına göre, bu gece sen görevde olacaksın? Öyle mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه مع رحيل المأمور ستكون فى الخدمة الليلة , أليس كذلك ؟ |
| Bak, sana iyilik yaptım. Adını öğrendim. Ama benden bu kadar, tamam mı? | Open Subtitles | انظر, لقد عملت الخدمة, حصلت لك على اسمها, الآن انا خارج هذا, حسناً؟ |
| Eminim ki ona iyilik borcu olan bir sürü doktor vardır. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأن هناك عددا من الأطباء يدينون لها بهذه الخدمة |
| Nadine, şehre Sosyal hizmetler bürosuna gidiyoruz. | Open Subtitles | نادين، سنكون في وسط المدينة في مكتب الخدمة الإجتماعية |
| Mesela, şeften bu büyük iyiliği ne zaman istemeliyiz? | Open Subtitles | مثل، متي سنطلب هذه الخدمة الكبيرة من رئيس الشرطة؟ |
| hizmet etmek bir onurdu. Her zaman çok iyi rol modellerim vardı. | TED | وأعتبر هذه الخدمة امتيازًا، ولكن كان لديّ دائمًا أفضل قدوتين يحتذى بدورهما. |
| Kanuna göre, her toprak sahibi, hizmetime asker göndermek, veya gümüş üzerinden vergi ödemek zorunda, | Open Subtitles | ينص القانون على إن كل مالك أرض ملزم بإرسال الجنود لأداء الخدمة لي أو دفع ضريبة من الفضة، فهل هذا صحيح؟ |
| Gizli servisin çatılarda keskin nişancıları olacak. | Open Subtitles | الخدمة السرية ستضع القناصين على أسطح المباني |
| 'Aktif görevden zamansız emekliye ayrılmak zorunda kaldı.' | Open Subtitles | تلك الجروح التى اجبرته على التقاعد قبل الأوان من الخدمة |
| Virginia'da yedi yıllık sözleşmeli hizmetten sonra buraya gelmişler. | Open Subtitles | بعد سبع سنوات من الخدمة في فيرجينيا توجهوا إلى هنا |
| Böyle deli bir kadın nasıl olur da kamu hizmetine kabul edilir? | Open Subtitles | هذه المرأة المجنونة كيف لهم أن يقبلوا شخص مثلها في الخدمة المدنية؟ |
| Kapakçığı değiştirseydik aktif göreve dönemeyebilirdi. | Open Subtitles | إن بدلنا الأورطي, فلن يكن قادراً على العودة إلى الخدمة |
| Dükkanı kütüphane gibi düşünürsen, bu senin satıştan çok hizmete yoğunlaşmana yardımcı olur. | Open Subtitles | سيساعدك في التركيز علي الخدمة بدلاً من البيع |
| Sağlık hizmetleri, bunlardan yarım milyon tanesini eğlencesine sipariş etmedi. | Open Subtitles | إذ أنّ الخدمة الصّحية لمْ تطلب نصف مليون منها عبثًا. |
| Ama tam da şu an kamu hizmetinde fark yaratabilirsiniz. | TED | ولكن يمكنك صناعة الفرق في الخدمة المدنية في الوقت الحالي. |