| Hemen sonra da devriye arabasının Arka koltuğunda çırılçıplak vaziyette yakalanacaksın. | Open Subtitles | وبعد بأَنْك سَتَمْسكُ عاري مَع ها في المقعدِ الخلفيِ لسيارةِ فرقتِكَ. |
| Arka parmaklıklardan gitmelisin, seninle köşede buluşacağım. | Open Subtitles | يجب أن تذهبي إلى السياجِ الخلفيِ وأنا سَأُقابلُك عند الزاويةِ |
| Arka koltuktaki köpeği görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَرى ذلك الكلبِ في المقعدِ الخلفيِ لَمْ أراه ـ أي كلب ؟ |
| Katili büyük ihtimalle arabanın Arka koltuğunda saklanmaktaydı. | Open Subtitles | تَتوقّعُ الشرطةُ أن السفاح كَانَ مختبأ في المقعدِ الخلفيِ |
| Peki Arka koltukdaki eli baltalı adamla ilgili de bir hikaye yok mu? | Open Subtitles | إنتظرْ لحظة ألا يوجد هناك قصة أخرى حول رجلِ بفأسِ مختبئ في المقعدِ الخلفيِ في سيارة امرأة؟ |
| Katili büyük ihtimalle arabanın Arka koltuğunda saklanmaktaydı. | Open Subtitles | تَتوقّعُ الشرطةُ أن السفاح كَانَ مختبأ في المقعدِ الخلفيِ |
| Peki Arka koltuktaki eli baltalı adamla ilgili de bir hikaye yok mu? | Open Subtitles | إنتظرْ لحظة ألا يوجد هناك قصة أخرى حول رجلِ بفأسِ مختبئ في المقعدِ الخلفيِ في سيارة امرأة؟ |
| Cinayet sabahı, içeri birisi girmiş gibi göstermek için Arka kapıdaki camı kırdın. | Open Subtitles | صباح القتلِ، حطّمتَ البعضَ الزجاج على البابِ الخلفيِ للجَعْل الأمور تبدو وكأنَّ شخص ما إقتحمَ. |
| Odam 202, merdivenlerin Arka tarafında. | Open Subtitles | يجب ان تبحث عني غرفة 202 عند السلمِ الخلفيِ |
| Dale, Arka duvarınm orda senin karyolanın yanında bir kutu soda var. | Open Subtitles | دالي , هناك صندوق صودا مخفية على طول الحائطِ الخلفيِ بجانب سريرك َ |
| Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum ama ağaç neredeyse Arka koltuğa kadar girdi. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ حقاً كَيفَ هذا الحَادِثِ، لكن الصَندوق تَقدّمَ إلى المقعدِ الخلفيِ. |
| Sully şapkasını Arka cebine koyduğunda, onu indireceğiz. | Open Subtitles | نقبض نقبض عليه عندما سولي يضع قبعته في جيبِه الخلفيِ |
| Arabanın Arka koltuğunda birisi var! | Open Subtitles | هناك شخص ما في المقعدِ الخلفيِ |
| Arabanın Arka koltuğunda birisi var! | Open Subtitles | هناك شخص ما في المقعدِ الخلفيِ |
| Çocuklar dışında kim en çok keyfini sürebilir ki? Arka koltuğa katranlı muşamba koyarım. | Open Subtitles | - أنا سَأَضِعُ a tarp في المقعدِ الخلفيِ. |
| Ateş eden kişi Arka koltuktaymış. | Open Subtitles | البندقية كَانتْ في المقعدِ الخلفيِ. |
| Hayır, hayır... Arka koltuk olmaz. | Open Subtitles | Uh، لا، لَيسَ، لَيسَ، لَيسَ في المقعدِ الخلفيِ. |
| Arka koltuktaki kanıta dikkatini çekiyor. | Open Subtitles | إلى الدليلِ في المقعدِ الخلفيِ. |
| Arka depodaki zamazingoların ne amaçla kullanıldığını biliyor musun? | Open Subtitles | عِنْدَكَ أيّ ideawhat تلك البدعةِ مستعمل لالمخزنِ الخلفيِ هناك؟ |
| Arka bölümün incelemesini tamamladım. | Open Subtitles | لقد أنهيت فحص على القسمِ الخلفيِ |