|         bağış çok başarılı geçti fiyatlar çok yükseltildi ve ilgi büyüktü.         | Open Subtitles |          فالحفل الخيري لاقى نجاحاً كبيراً إذ جمع الكثير من المال والاهتمام         | 
|         Bana verdiğin bağış balosu biletlerinin parasını ödemeyerek 50,000$ tasarruf ettin.         | Open Subtitles |          انت وفرت 50 الف في تذاكر الحفل الخيري الذي اعطيتهم لي         | 
|         Merhabalar ve yirmi dördüncü Edebiyatta Kadınlar bağış Gecesi'ne hoş geldiniz!         | Open Subtitles |          مرحبا، مرحبا بكم في للحفل الـ24 السنوي الخيري لتكريم الامرأة الأدبية         | 
|         Veri filantropisi iş anlamında da mantıklı ve insani Yardım dünyasında bir devrim yaratabilir.          | TED |          العمل الخيري للبيانات يجعل الإدراك التجاري جيد، ويمكن أن يساعد أيضاً في تغيير جذري في العالم الإنساني.          | 
|         Dükkanda saklanıp çocukların Yardım parasını çalma fikri onundu.         | Open Subtitles |          لقد خطط بان نختبا في الحانوت ونسرق مال الأطفال الخيري         | 
|         veya o kişinin bencil olmayan ve hayırsever davranışlarının nedeni iş arkadaşlarından etkilenmesi olabilir, ya da komşularından.          | TED |          أو إيثارهم ، أو سلوك العطاء الخيري ممكن أن يكون بتأثير زملائهم أو بواسطة جيرانهم          | 
|         Bir yere gitmeliyiz. Akşam yemeğine. bağış etkinliğine.         | Open Subtitles |          أيَجِبُ أَنْ نَذْهبُ إلى هذا الشيءِ اللّيلة العشاء ، الحدث الخيري         | 
|         Her yıl ailenin düzenlediği bağış müzayedesine gelirdim.         | Open Subtitles |          أعتدت أن آتي إلى مزاد أبويك الخيري كل عام         | 
|         Yani, bir söz verip tutmamak, bağış toplamak için pek iyi bir yol değil.         | Open Subtitles |          لا اظن بانه سيساعد الحفل الخيري الخاص بكم عندما تعدون بشيء وتجلبون امر آخر         | 
|         bağış davetine beraber gitmek için birini bile bulamıyorum.         | Open Subtitles |          لا أستطيع الحصول على رفيق في هذا الحفل الخيري         | 
|         Öğrenci Birliğindeki bağış yemeğine gideceğim. Ama anlaşılan bu gezegendeki her aç insan buraya gelmek zorunda.         | Open Subtitles |          حسنا، إذا، كان يفترض أن أذهب إلى الحدث الخيري في لم شمل الطلاب         | 
|         Kilisede bağış toplamak için bir kermes düzenleyecekler.         | Open Subtitles |          سيقيمون هذا السوق الخيري لجمع التبرعات في الكنيسة         | 
|         Kent Halk Derneğinin başkanı Pietà'nın bağış kampanyasının lideri.         | Open Subtitles |          انه رئيس صندوق كينت الخيري و قائد الصندوق الخيري الذي ادى الى الاستحواذ على البييتا         | 
|         Cumartesi günü bağış şeyine gittin diye huysuzluk ettiğimi biliyorum.         | Open Subtitles |          أعلم أنني تصرفت بقلق حين ذهبت لذلك الحفل الخيري         | 
|         Yardım hattına katılmaya karar verdiğimde tanıştım.         | Open Subtitles |          قابلتها عندما وافقت على الاشتراك في الحفل الخيري.         | 
|         Dedikoducu Gerty otuz iki kere aradı. Yardım Sirkine kimi götüreceksiniz?         | Open Subtitles |          المحرر جوسيب جيرتي أتصل 32 مرة من ستصطحب معك في حفل السيرك الخيري         | 
|         Kan bağışı ya da Yardım yürüyüşü yok.         | Open Subtitles |          لامزيد من القيادة الدموية أو المشي الخيري         | 
|         Dostumuza onun son hayırsever davranışını dört gözle beklediğimi söyleyin.         | Open Subtitles |          .. أخبري صديقتنا أنني متلهف لفعها الخيري الأخير         | 
|         Evet, buluşabilmemiz için hayır kurumu mağazasının tuğlalarının arasındaki deliklere sıkıştırılmış notlar bırakırdı.          | TED |          وكان يترك لي بعض المذكرات محشورة داخل جحرفي الحائط الواقع آخر المتجر الخيري هكذا كنا نلتقي.          | 
|         Şimdi bütün yaptığım Hayırseverlik.          | TED |          وأصبح العمل الخيري هو مركز اهتمامي الآن.          | 
|         Hayır işi yapıyoruz burada, bedava bilet diye bir şey yok.         | Open Subtitles |          ,حسنا, إنها للعمل الخيري لذا لن يكون هناك أي تذاكر مجانية         | 
|         dernek aç çocukları besliyor.         | Open Subtitles |          أتعلمين، العمل الخيري يُطعم الأطفال الجِياع         | 
|         Her sene narkotiğin eğlence koşularına sponsorluk yapıyor.         | Open Subtitles |          يدعم الماراثون الخيري بمكافحة المخدرات سنوياً.         |