| Tüm diplomatlar, iş adamları veya gibi görünen herkes Pan Am ile uçuyor. | Open Subtitles | معظم الدبلوماسيين و رجال الأعمال ومن يدعِ أنه كذلك يسافرون عبر بان آم |
| Biz diplomatlar, devletler arasındaki çatışmalar ve sorunları çözmek için eğitildik. | TED | نحن الدبلوماسيين تدربنا على التعامل مع الصراعات بين الدول والقضايا بين الدول. |
| Bazı diplomatlar, şehir uzmanları ve konuyla ilgili diğer uzmanlar 21. yüzyılın güvenliğini şekillendirecek 40 ila 50 arası kırılgan şehir olduğunu söylüyorlar. | TED | الآن، بعض الدبلوماسيين ومختصو وخبراء التنمية، يتحدثون عن 40 إلى 50 ولاية هشة ستؤثر على الأمن في القرن 21. |
| Evet, diplomatların park biletlerine ne yaptıklarını gördüm. | Open Subtitles | نعم، لقد رأيت ما يفعله الدبلوماسيين مع تذاكر وقوف السيارات |
| diplomatların çocukları için sağlanan dokunulmazlık tam-zamanlı öğrenci olmaları şartıyla 23 yaşına kadar uygulanır. | Open Subtitles | الحصانة الدبلوماسية تنطبق على أولاد الدبلوماسيين حتى الـ23 شرط أن يكونوا طلاباً بدوام كامل |
| Yabancı diplomatlara ne yaptıklarını biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرفين ماذا يفعلون مع الدبلوماسيين الأجانب؟ |
| Çinli diplomatlardan birinin motorlu testere kullandığını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقترح بأن أحد الصينيين الدبلوماسيين كان يستخدم ببراعة |
| Şehirdeki her diplomatları bir araya toplayıp nereden geldilerse oraya geri yollayalım, nasıl olur? | Open Subtitles | ماذا لو قمنا بجمع كل الدبلوماسيين في المدينة و أرسلناهم من حيث جاءوا |
| diplomatlarla işlerin nasıl olduğunu bilirsiniz. | Open Subtitles | تعرفون كيف تجري هذه الامور مع الدبلوماسيين |
| diplomatlar ve basın Nanking'e dönmeden önce,.. | Open Subtitles | لا بد أن يتم إخلاء المنطقة قبل قدوم الدبلوماسيين |
| İçindeki tüm diplomatlar ve uluslararası basınla birlikte. | Open Subtitles | وعلى متنها جميع الدبلوماسيين والصحافة العاللمية |
| Bu bir barış konferansı ve dünyanın her yerinden diplomatlar birbiriyle dans ediyorlar. | Open Subtitles | هذا هو مؤتمر السلام الدبلوماسيين من جميع أنحاء العالم يرقصون معاً |
| Eskortlar oteli uluslararası simsarlar, yabancı iş adamları ve BM'den gelen diplomatlar arasında popüler yapmış. | Open Subtitles | الرفقاء يجعلون الفندق مشهور بين صُنّاع القرارات دولياً, رجال الأعمال الأجانب, الدبلوماسيين أثناء |
| Duyduğuma göre sert diplomatlar bu işte iyiymiş. | Open Subtitles | أسمع الدبلوماسيين تغذية الذرة هم عليه في الوقت. |
| diplomatlar Kulübü'nde buluşalım. | Open Subtitles | إذن سألتقي بك في نادي الدبلوماسيين. |
| Çindeki diplomatların öldürülmesinin nedeni. | Open Subtitles | كان مسؤولا عن جريمة قتل الدبلوماسيين في الصين ماذا؟ |
| Ona uluslararası diplomatların kızlarını öldürmesi için izin veriyorsunuz. | Open Subtitles | و السماح له بحرية قتل أبناء وبنات من الدبلوماسيين الدوليين. ولكن هذا يتوقف اليوم. |
| Rus diplomatların kaçakçılık çetesini yönettiğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نُؤمن أن الدبلوماسيين الروس يُديرون حلقة تهريب غير قانونية |
| diplomatlara yiyecek içecek sağlama, elçilik hizmetleri, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | ساعدت الدبلوماسيين وموظفى السفارة وهذه الأشياء |
| diplomatlara dokunmayacağını garanti etti. CIA de onlara bir sürü para verdi. | Open Subtitles | بتحريض من الدبلوماسيين الأمريكان، ولهذا السبب هو يتقاضى الكثير من المال من قبل المخابرات الامريكية |
| Efendim, konferansta diplomatlardan çok ajanların olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | سيدي, أنت تعلم الجواسيس تتواجد هناك أكثر من الدبلوماسيين في هذه المؤتمرات |
| Peki ya Amerikanın yurt dışındaki diplomatları? | Open Subtitles | إذاً ماذا عن الدبلوماسيين الأمريكيين في الخارج؟ |
| Sen ve Sarah diplomatlarla takılmalısınız, Chuck. | Open Subtitles | انت وسارة عليكا ان ترافقا بعض الدبلوماسيين ، تشك |