| O şeyi asarsan, onu bir silahla savunmak zorunda kalacaksın ve sen silah kullanacak tipten biri değilsin. | Open Subtitles | اذا وضعت هذا الشيء بالخارج، سيكون عليك الدفاع عنها بمسدس، ..وانت ليس هذا النوع بالضبط |
| Bizim görevimiz onu savunmak geçmişte, şimdi ya da gelecekte. | Open Subtitles | فمن واجبنا الدفاع عنها فى الماضى والحاضر والمستقبل |
| Evet, biliyorum. Bu alanı savunulabilir hâle getirmeliyiz. | Open Subtitles | مهلا ، يجب ان نجعل هذه المساحة يمكن الدفاع عنها |
| Ancak Kaptan Flint'in yaptığı savunulamayacak şeyler de var. | Open Subtitles | لكن هناك بعض الأشياء التي قد فعلها القبطان (فلينت) لا يمكن الدفاع عنها |
| Hayır, savunmaya yemin ettikleri yalanları ebedileştirmek ile... daha çok ilgilidirler. | Open Subtitles | لا، إنهم أكثر اهتماماً بإظهار الأكاذيب التي أقسموا على الدفاع عنها |
| Bu duvarların her yeri bir adamla savunulacak şekilde dizayn edildi. | Open Subtitles | هذه الجدران تم تصميمها من أجل الدفاع عنها بواسطة رجل واحد لكل مكان. |
| Cesur erkekler, onun koruyucusu olacaklarına yemin ettiler. | Open Subtitles | رجال شجعان أقسموا على الدفاع عنها |
| Sevgili Amerikalılar, demokrasi savunulamaz. | Open Subtitles | الديموقراطية، أعزائي الأميركيين لا يمكن الدفاع عنها. |
| savunmak zorunda bıraktığın fahişeyi sordu bana. | Open Subtitles | لقد سألتني عن العاهرة التي طلبت منّي الدفاع عنها |
| Onu savunmak bizim salt görevimiz değil, aynı zamanda hakkımızda! | Open Subtitles | ليس واجبنا فقط الدفاع عنها و لكن من حقنا |
| Ilk zamanlarda, Rap müziği savunmak daha kolaydı. | Open Subtitles | وأغنيتي المفضلة الآن مستحيل الدفاع عنها |
| Biz sayfasını temizlemek için barınaklar kapalı metal ve bir daha savunulabilir bir barikat kurmak. | Open Subtitles | يمكننا مسح المعادن ورقة قبالة الملاجئ وبناء الحاجز أكثر يمكن الدفاع عنها. |
| Yüksek ve kolay savunulabilir bir yer. | Open Subtitles | ارض مرتفعة يسهل الدفاع عنها |
| Sizin de anlayacağınız gibi yararımıza olan tek gerçek Lunden'in tamamının savunulamayacak kadar büyük olduğu. | Open Subtitles | كما ترون ، الحقيقة الوحيدة التي في صالحنا هو أن (لندن) لا يمكن الدفاع عنها بل هي كبيرة جدا |
| Sizin de anlayacağınız gibi yararımıza olan tek gerçek Lunden'in tamamının savunulamayacak kadar büyük olduğu. | Open Subtitles | كما ترون ، الحقيقة الوحيدة التي في صالحنا هو أن (لندن) لا يمكن الدفاع عنها بل هي كبيرة جدا |
| Onlardan bıkıp usandığımız zaman savunmaya değmeyen bir memleketimiz olacak. | TED | عندما يكون لدينا ما يكفي منها، فسيكون لدينا أمة لا تستحق الدفاع عنها. |
| Onu savunmaya çalışıyorsun. Ama benim yaptığım da bu. | Open Subtitles | وأنت تحاولين الدفاع عنها ولكن هذا ما أفعله |
| Harcamaların hiçte savunulacak bir durumda değil. | Open Subtitles | فلا يمكن الدفاع عنها |
| Cesur erkekler, onun koruyucusu olacaklarına yemin ettiler. | Open Subtitles | رجال شجعان أقسموا على الدفاع عنها |
| - savunulamaz durumda. | Open Subtitles | إنها لا يمكن الدفاع عنها |