| İsa'nın aslında bütün söylediği, Balık Çağı'ndan sonra kova Çağı'nın geleceğiydi. | Open Subtitles | هو سَيَدْخلُ بيتَ الدلو بينما يَتْلي الدلو الحوتَ في تقدّم الإعتدالينِ. |
| kova dolduğunda da, sürücü devreye giriyor sadece bu musluğun tıpası yok. | Open Subtitles | وحين يمتلئ الدلو بالماء، يشتغل المحرّك، عدا أنّ هذه الحنفية بدون صمّام. |
| Güzel fikir, şimdi bana yardım et. O kovayı buraya koy. | Open Subtitles | إنها فكرة حسنة ، و الآن ساعدني ضع ذلك الدلو هناك |
| Evet, benim. Burada kaldık. Lütfen kovayı yollayın. | Open Subtitles | نعم، إنه أنا نحن عالقون هنا رجاء إرمي لنا الدلو |
| kovaya bin, seni uzaya yollayalım. | Open Subtitles | إذهب وإقفز داخل الدلو وسنرميك إلى الفضاء |
| Kabul ediyorum ki kovanın içindekinin Asyalı kızın kafasına dökülmesi çok komikti. | Open Subtitles | ساعترف بانه عندما سقط الدلو المليء على رأس الفتاه الاسيويه كان مضحك |
| Bu şapkanın tepesi, bir sezon kova gibi olurdu sonraki sezonsa kaşık gibi. | Open Subtitles | فى موسم يكون شكل هذه القبعة مثل الدلو فى الموسم التالى يكون بشكل الملعقة |
| O kova, parlak ışıklar tarafından ısınıp, metali genişleştirdiği için babamın kafasından cıktı. | Open Subtitles | الدلو انخلع من رأس أبي لأن حرارة الأضواء الساطعة سخنته فتمدد |
| Yıldırımı çeken bu kova olmuş. | Open Subtitles | صاعقة البرق التي اجتذبها هذا الدلو المعدني |
| kova ısınınca fare dışarı çıkmak isteyecektir. | Open Subtitles | عندما يسخن الدلو بما يكفي سيرغب الجرذ بالخروج |
| kova ilk düşüren kaybedecek. | Open Subtitles | الشخص الخاسر هو من سيقع منه الدلو قبل الاخر |
| Aptalca sorular sorma! Burada kaldık. Sadece kovayı yolla! | Open Subtitles | لا تسأل أسئلة غبية نحن عالقون فقط إرمي لنا الدلو |
| Whitey, şu kovayı al ve ben işaret verene kadar götür. | Open Subtitles | ويتي .. خذ الدلو وانطلق بالجواد حتى اعطيك الإشارة |
| kovayı yakına getirmemizi istemediğinize emin misiniz, Bay Quigley ? | Open Subtitles | هل أنت متأكد سيد كويغلي.. بأنك لا ترغب بكون الدلو أقرب قليلاً؟ |
| O kovaya başka neler koyduklarını öğrenmek istemezsin. | Open Subtitles | لا تريد أن تعلم ماذا وضعوا أيضا في ذلك الدلو |
| Her 30 saniyede bir kafamı kovaya sokup, içimde ne varsa çıkarıyorudum. | Open Subtitles | كل نصف دقيقه اخرج رأسي وأتقيا بذلك الدلو |
| Parçalanmadan önce bu kovanın elden geçirilip tadilat yapılması önerisi. | Open Subtitles | إقتراح إعادة التهيئة لإعادة إصلاح ذلك الدلو قبل أن ينهار |
| David Kovaları bununla doldur ve dışarı götür, hadi. | Open Subtitles | ديفيد ، املأ الدلو به واحضره للخارج ، أسرع |
| Yeni Akvaryum'dan önce projenin asıl ismi neydi? | Open Subtitles | أخبروني بصراحة.. ماذا كان اسم المشروع الأصلي، قبل "الدلو الجديد"؟ |
| Sadece bir kovada oturmak yerine Gördüğüm en güzel takımı giyiyorsun. | Open Subtitles | عدا أنك ترتدى الآن بدلة رائعة .بدلا عن جلوسك فى الدلو |
| "Age of Aquarius II, 0800" ve üzeri çizilmiş başka numaralar da var. | Open Subtitles | "عصر الدلو الثاني، 0800" وهناك بعض الأرقام مشطوب عليها |
| Evlat, ellerini babanın belalı kovasına koy. | Open Subtitles | يا بني، ضع يديك على الدلو الذي أرهق أبيك |
| - Ne? Şu pis, kanlı kovadan iğrenç kokulu Balık pisliklerini temizler misin? | Open Subtitles | هلا قمت بتنظيف أمعاء السمك الهلامي البخاري من ذلك الدلو المقرف الدموي ؟ |
| Onun yerine, o hafta Facebook'un algoritması şunu ön plana çıkardı: ALS Buz kovası Düellosu. | TED | بدلاً من، ذلك الاسبوع، خوارزمية فيس بوك ألقت الضوء على هذا، حيث إنه تحدي الدلو الجليدي ALS. |
| Bunun anlamı elinde bir kovayla dinazor pipisinin altına yattın. | Open Subtitles | ذلك يعني أنك وقفت حامل الدلو تحت ديناصور يتغوط |
| Kovamı atölyeye bırakacağım. | Open Subtitles | انا فقط سأضع الدلو فى الورشه |