| Ben köylü bir kadının uluslararası devlerle boy ölçüşmesini sağlıyorum. | TED | لقد جعلت المراه القرويه تنافس المنظمات الدوليه |
| Çarpsaydım eğer... kendi ellerimizle uluslararası kriz yaratmış olacaktık. | Open Subtitles | فيجب أن يكون بين أيدينا بعض أساليب النزاعات الدوليه |
| bu meseleleri gayrı resmi olarak uluslararası bir konferansın zorunluluğundan uzak bir evin dostane ve rahat atmosferi içinde tartışmak. | Open Subtitles | بعيداً عن جو المؤتمرات الدوليه لكن في الجو الهادئ و الحميمي للمنزل |
| Bu ben bir Ulusal Simyacı olmadan kısa süre önce oldu. | Open Subtitles | حصل ذلك قبل وقت قصير من حصولي على شهادة الكيمياء الدوليه |
| Umarız ki yayılmış hırçın Ulusal ve uluslar arası koşullar patlamadan önlenir. | Open Subtitles | يجب ان نتفهم القوميات المتغيره و الشروط الدوليه قبل ان تتحول هذه الاشياء الي قنابل موقوته |
| Bu nedenle uluslararası diplomasi alanında uzmanlaşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا يجب أن أكون خبيره فى الدبلوماسيه الدوليه |
| Bu nedenle uluslararası diplomasi alanında uzmanlaşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا يجب أن أكون خبيره فى الدبلوماسيه الدوليه |
| – uluslararası ilişkiler çok kötü şekilde bozulur. | Open Subtitles | سيكون هنالك الكثير من الاحتجاجات الدوليه |
| uluslararası haberlere gelince, terörist Allal bin-Hazzad Akdeniz'de ki yatında sebebi belli olmayan bir patlama sonucunda öldü. | Open Subtitles | ومن الاخبار الدوليه الارهابى علاء بن هازاد قتل اليوم فى انفجار غير معلوم اسبابه فى يخت بالبحر الابيض المتوسط |
| 97 yılında Moskova Üniversitesi'nde uluslararası İlişkiler bölümü son sınıfa gönderildim. | Open Subtitles | فى عام 1997 تقدمت كباحث لمعد موسكو للعلاقات الدوليه |
| uluslararası Ceza Mahkemesi'nden kaçmak için. | Open Subtitles | إنه يحاول الفرار من المحاكمه و العقوبه التى تصدر من المحكمه الدوليه |
| Esther Tikembu Lahey'deki uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına... oybirliğiyle karar vermiştir. | Open Subtitles | يجب أن يمثل أمام محكمه الجرائم الدوليه فى لاهاى للفصل فى جرائمه ضد البشريه |
| uluslararası şampiyonalarda bayağı yol almıştı. | Open Subtitles | وجعل منها وسيلته فى تحقييق بطولاته الدوليه |
| uluslararası komiteler, Mandela'nın tahliyesi için seslerini yükseltmeye başladılar. | Open Subtitles | الهيئـات الدوليه تبكـي للإفـراج عن مـانديلا. |
| uluslararası sulardayız. Donanma protokolüne göre bilgi vermek zorundalar. | Open Subtitles | نحنفي المياه الدوليه والقواعد الدوليه تحتم عليهم ان يعلنوا |
| Bundan sonra, biz uluslararası konuşacağız. | Open Subtitles | بعد هذا .. نحن سنتحدث لبعضنا عن طريق الاتصالات الدوليه |
| General bu başarınızı duydu ve siz ikinize Ulusal Simyacı testine katılmak için özel izin verdi. | Open Subtitles | ,لقد سمع الجنيرال عن مساهماتك و لقد منحك هو شخصيا الحق بدخول اختبار الكيمياء الدوليه |
| Biz Ulusal simyacılar, ordunun insan silahlarıyızdır. | Open Subtitles | نحن,خريجي الكيمياء الدوليه,ادوات الجيش لقتل البشر |
| Ama Tucker, bir Ulusal simyacı bunu araştırıyordu, yani... | Open Subtitles | لكن تكر كان يحمل شهادة الكيمياء الدوليه وكان يجري ابحاثا عنها |
| Ama sadece Ulusal Simyacılar orayı kullanabilir. | Open Subtitles | لكن فقط خريج الكيمياء الدوليه هو من يستطيع استخدام ذلك المكان |