| kurtçuklar seni dönüştürdüğünde Efendi düşüncelerini okuyacak ve Lumen onun olacak. | Open Subtitles | حالما تحولكَ الديدان سيتمكن السيد من قرائة أفكاركَ وستصبحُ الشعلةَ ملكه |
| Bu da demektir ki geriye Alman bir çoban ve kurtlar kalıyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنه لم يبقَ لديهم إلا كلب الراعي الألماني وتلك الديدان |
| Burada, duvarımın ardında tam bir karantinada bekliyorum solucanları gelsinler diye! | Open Subtitles | في عزلة تامة هنا خلف جداري في انتظار الديدان ان تأتي |
| Mai Po bataklıkları, bolca yengeç, kurtçuk ve amfibi balık barındıran İnci Nehri'nin bir parçasıdır. | Open Subtitles | مستنقعات ماي بو هي جزء من مصب نهر اللؤلؤي الشواطئ التي تكثر مع السرطانات الديدان والطين الربانون |
| Hayır, bu teori bir midye, solucan ve güvercin üretimi uzmanından geliyor. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz -- Charles Darwin. | TED | لا، هذه النظرية تأتي من خبير في البرنقيل و الديدان و تربية الحمام. وتعلمون من أعني بذلك.. تشارلز داروين. |
| Tabii böyle bir evin etrafındaki küçük göletlerde de istemediğin kadar kamış ve olta mantarı toprağı kazdığında da cırcır böcekleri ve kurt bulursun. | Open Subtitles | بالطبع حول المنزل توجد برك المزرعة الصغيرة و لا تحتاج سوى لعصا و طوف و ربما بعض الحشرات أو الديدان كطعم إن أمكنك استخراجها |
| Çünkü öyleyse, muhtemelen solucanı vardır. Bunu denemek isteyebilirsin. | Open Subtitles | لأنه على الأرجح بسبب الديدان يمكن أن تجرب هذا |
| Gözlerinden kurtçuklar çıkıyordu ve saçları da küf olmuştu. | Open Subtitles | كانت الديدان تخرج من عيون الدميه والفُطْر في شعرها |
| Bunlardan çıkan kurtçuklar bütün ölmüş dokuları yedi ve bakterileri öldürerek enfeksiyon gelişmesine engel oldu. | Open Subtitles | الديدان تأكل الأنسجة النخرية مما يقتل أي فاكتيريا تمنع التلوث إذاً الديدان أبقوها حية |
| kurtçuklar kasık adelelerine bayılır. Beyninde varsa bacağında mutlaka vardır. | Open Subtitles | الديدان تحب عضلة الفخذ إن كانت لديها واحدة برأسها فأؤكد لكم أن لديها واحدة بساقها |
| kurtlar bir rastlantı olabilir. Aslında olmasa şaşılacak bir durum olurdu. | Open Subtitles | قد تكون الديدان مجرّد مصادفة سنتفاجىء تقريباً إن لم تكن لديه |
| kurtlar, verdiğimiz steroitten rahatsız olup özefagusa ve nihayetinde kalbe doğru yolculuğa çıktılar. | Open Subtitles | الديدان اهتاجت بسبب الستيروئيدات التي منحناها اياها مما جعلها تنطلق برحلتها الى المريء |
| Çoğu durumda, bu kurtlar ölümcül değildir. Fakat çelişkili bir şekilde, sorun da bu. | TED | في معظم الحالات، قد لا تكون هذه الديدان قاتلة، ولكن من المفارقات أن هذا جزء من المشكلة. |
| solucanları seyretmek için durabilirim ve mikroskobik canlılara bakabilirim | Open Subtitles | ممكن أقف أرقب الديدان و أنظر إلى الجراثيم المجهرية |
| solucanları dişleriyle nasıl ikiye ayırırdı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر عندما كان إعتاد أن يقطع الديدان إلى نصفين بأسنانه ؟ |
| kurtçuk ve diğer böcek aktiviteleri, eti temizlemiş gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | يبدو أن الديدان و حشرات أخرى... قامت بـتنظيف أنسجة الجثتان |
| Sinek ve solucan gibi bazı küçük hayvanlar, kendi hücre bölünmelerinin çalışma şekliyle sınırlıdır. | TED | بعض الحيوانات الصغيرة مثل الديدان والذباب هي أيضًا محدودة بميكانيكا انقسام الخلايا. |
| Bende kurt yok,tamam mı? Sadece kurt var mı yok mu diye kontrole gittim. | Open Subtitles | لست مصاب بالديدان ، حسناً فحصت للتو من مرض الديدان |
| Bir süper asker yaratmak amacıyla insan ve hayvan DNA'larını birleştirecek olsam işe at solucanı ile başlardım. | Open Subtitles | لكن إذا كُنت أنوي دمج حمض نووي بشري وحيواني لكي أبتكر جندي خارق, لدمجته مع الديدان |
| Tamam, belki senin solucanlarla ilgili senaryon kadar güzel değil. | Open Subtitles | حسناً,ربما تكون ليست رائعة مثل مخطوطتك عن الديدان |
| solucan çalışmaları tekrar devreye sokuldu. Maymunlar solucanlardan daha pahalı. | Open Subtitles | يشبه ذلك دراسة الديدان، طبعاً تُكلّف القردة أكثر من الديدان! |
| Çürümüş, kurtlu etin sanat olabileceği fikrine tam alışacakken bu çıktı. | Open Subtitles | ،لقد كنت بدأت أعتاد على فكرة الموت اللحم كثير الديدان هو فن، والآن ذلك |
| Dilini dışarı çıkarır kurtçukları temizlemek için, yani onlara zarar vermemek için. | TED | فوضع فلسانه لكي يزيل تلك الديدان لكي لا يؤذي الديدان |
| Gerçekte kurbağayı, ölü kurtçuklarla dolu bir kutuya koyarsanız hiçbir şey hareket etmediğinden dolayı açlıktan ölecektir yani onları yemek olarak algılamayacaktır. | Open Subtitles | صحيح إذا وضعت ضفدع في خزان كامل من الديدان الميتة، سوف يموت جوعا، لأنهم لا يتحركون، لذلك انه لا يتعرف عليهم كغذاء. |
| Ama şimdilerde, ... ... değişime uğramış solucanların bir çoğu canlı. | TED | لكن في ذلك الوقت مُعظم الديدان المُتحولة مازالت على قيد الحياة |
| Zaten solucana benzeyen şeylerde oluyor sadece. | Open Subtitles | تعمل تلك الخدعة فقط مع أشياء تشبة الديدان |
| Küçük ekstra bir lezzet için, taze taze topraktan çıkardığım kurtları katıyorum. | Open Subtitles | وللحصول على بعض النكهة ألقي معها بعض الديدان الصغيرة التي أخرجها طازجة من الأرض |