| Temelinde dini ve kültürel tahammülsüzlükler yatan bir dizi Yahudi aleyhtarı önlemler uyguladılar. | Open Subtitles | كانوا يقومون بمجموعة من الإجراءات المعادية للساميّة تولدت أساساً من التعصب الدينى والثقافى |
| Büyük bir dini mimari gerçekten de insanlara, inancın kalbinde ne olduğunu hissettirebilirdi. | Open Subtitles | الفنان المعمارى الدينى العظيم هو الذى يستطيع أن يعطى الإحساس للناس بعظمة وشموخ الدين |
| Dürüst temellere dayanan bir dilekçe göndereceğim.dini inançlar ile birlikte. | Open Subtitles | سأقدم إلتماس على أساس رفض الخدمة العسكرية لأسباب دينية . المعتقد الدينى |
| Demokrasi ve liberalizm, dini inanç ve milliyetçilik. | Open Subtitles | ، الديمقراطية والتحرّريّة الإيمان الدينى والقومية |
| Tuz da şeytan çıkarmada ve çeşitli dini iyileştirmelerde kullanılır. | Open Subtitles | الملح يستخدم فى تلك الجلسات و العديد من طقوس العلاج الدينى |
| Gına geldi şu dini saçmalıklardan. | Open Subtitles | لقد أخذت كفايتى من هذا الهراء الدينى. |
| Joey, inanmadığı dini değerlerin bir şekilde işe yaradığına inanıyor. | Open Subtitles | (جوى) تظن أن استغراقها فى اللغو الدينى قد يساعدها |
| Sırf dini kökenleri yüzünden. | Open Subtitles | بسبب تراثهما الدينى وحسب |
| Küçük Lo kamptan sonra, doğruca son derece sıkı bir disiplini olan ve dini eğitim veren güzel bir yatılı okula gidecek. | Open Subtitles | إن (لو) الصغيرة ستذهب إلى مدرسة داخلية مدرسة لديها قدراً هائل من الحسم تدرس المنهج الدينى بشكل معقول |
| Bir de benim dini danışmanım. | Open Subtitles | وطبعا واعظى الدينى |