"الذهبَ" - Translation from Arabic to Turkish

• altını
• altınını
• altınlar
• Altın
• Altının

Bu subay ile 18 adamı altını gizleyip, görevi tamamladıktan hemen sonra,
هذا الموظف المسؤولِ مَع 18 من رجاله ، أخفىَ الذهبَ لكن فوراً بعد اكمال المهمّة

Elinden geleni ardına koymamış ve altını yakınlardaki bir mağaraya taşımış.
حاولَ بأفضله وحرّكَ الذهبَ داخل a كهف في مكان قريب

altını sakladıktan sonra alelacele üsse dönmüş.
بَعْدَ أَنْ أخفىَ الذهبَ... ثمّ عجّلَ الظهرَ إلى القاعدةِ

Kuveyt altınını alıyorsunuz, değil mi?
تَأْخذُون الذهبَ الكويتيَ، اليس كذلك؟

Elbette kaderimi değiştirecek olan, kayıp altınlar olmayacaktır amigo.
بالتأكيد لَنْ يَكُونَ الذهبَ المفقودَ، هو الذى سيغير مصيرى يا صديقى

Altın, silah satın almak için.
إنّ الذهبَ لشراء الأسلحةِ

Bana Altının yerini söyle yoksa vururum.
أخبريني حيث مكان الذهبَ أَو أنني سَأقتلك

Adamımızı alır ve sonra dönüp, altını alırız.
نأتي برجلنا، ثمّ نَرْجعُ ونأخذ الذهبَ.

Haydi altını taşıyalım.
دعونا نُحرّكُ الذهبَ

Size altını verdik.
لقد أعطيناك الذهبَ.

"Herkes altını nereye sakladığımı merak ediyordu."
"تَسَائُل كُلّ شخصِ حيث أخفيتُ الذهبَ."

altını hiç bulamamışlar.
هم مَا وَجدوا الذهبَ.

altını ise biraz yiyecekle takas et.
استخدمي الذهبَ لشراء الغذاءِ.

altını iade et.
أرجعْ الذهبَ.

Kuveyt altınını alıyoruz, evet.
نَأْخذُ الذهبَ الكويتيَ، نعم.

40 yıl sonra hala altınlar orada mıdır?
سَيَكُونُ الذهبَ ما زالَ هناك بعد 40 سنةِ؟

Ya altınlar?
لكن الذهبَ!

Altın mağaranın içinde.
إنّ الذهبَ داخل الكهفِ

Bize Altının yerini söyle, yoksa sevgilin ölür.
أخبرْينا حيث الذهبَ أَو أنا سأقتل صديقكِ