| Uzak mesafeli yolculukları paylaşmak isteyen sürücüleri ve yolcuları eşleştiren bir platform. | TED | وهي منصة حوسبة تربط السائقين والمسافرين الذين يرغبون في مشاركة الرحلات لمسافات طويلة معًا. |
| Anlamıyorum, araziyi temizlemek için planın gerisinde kaldık diyorsun 12 tane çalışmak isteyen güçlü kuvvetli adam var. | Open Subtitles | لا أفهم ، أنت المسئول عن تنظيف ما بداخل الحقول ولديك 12 من الرجال الأصحاء الذين يرغبون في تولي الوظائف هم يريدون العمل |
| Şu evlat edinmek isteyen insanlar, ne kadar ödüyorlar? | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين يرغبون في التبني، كم يدفعون؟ |
| Sadece kâr yapmak isteyen ya da peşinde ona musallat olmuş bir hayalet olduğunu bilmeyen insanlar. | Open Subtitles | فقط أولئك الذين يرغبون في الربح ولا يعلمون بأن هناك شبح خلفهم |
| Bu ülkeyi yok etmek isteyen düşmanlara destek sağlayacaktık. | Open Subtitles | كنا سنقوم بتموين الأعداء الذين يرغبون في إيذاء هذا البلد |
| Bu ülkeyi yoketmek isteyen teröristlere destek sağlayacaktık. | Open Subtitles | كنا سنقوم بتموين الأشخاص الذين يرغبون في تدمير هذا البلد |
| Elimde sendikalaşmayı isteyen 578'den fazla lise öğrencisinin imzası var. | Open Subtitles | لدي بيدي أكثر من 578 توقيع للطلاب من مدرستي الذين يرغبون في التنظيم والمعاملة الحسنة |
| Ayrıca benim roformumu, başka yöne çekmek isteyen, ya da uç noktalara taşıyanlara da bir sözüm var: | Open Subtitles | وبالنسبة لأولئك الذين يرغبون في تغيير أو دفع اصلاحي إلى التطرف, أنا أقول هذا: |
| Gezilerimde koleksiyonlarının tasfiye edilmesini isteyen bir çok insan tanıdım, hızlı ve sessiz bir şekilde. | Open Subtitles | إلتقيتُ بالكثير من الناس في رحلاتي الذين يرغبون في الحصول على مثل هذه المجموعات المصّفاة بسرعة وبهدوء |
| Doğanın kanunlarını çiğnemek isteyen insanlara izin verilmez. | Open Subtitles | أولئك الناس الذين يرغبون في إعتراض ذلك التدّفق سوف لن يسمح لهم |
| Aynı zamanda çalışan verimliliğini arttırmak isteyen kuruluşlar da geliyor. | Open Subtitles | لكن أيضا الشركات الذين يرغبون في زيادة إنتاجية الموظفين |
| Bir mesaj merkezi. Dinlenmeden iletişim kurmak isteyen insanlara yönelik. | Open Subtitles | مركز تراسل للناس الذين يرغبون في التواصل من دون أن يسمعهم أحد. |
| Çocuk isteyen insanlar bundan birdenbire vazgeçmezler. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يرغبون في أطفال لا يتوقفون فجأة عن الرغبة بهم. |
| Bunları isteyen adam 75 yıl önce buza girdi. | Open Subtitles | أولئك الذين يرغبون في ذلك التي كانت مجمدة منذ 75 عاما. |
| Bana zarar vermek isteyen kişilerce yayılmış yalanlar. | Open Subtitles | الاكاذيب تنتشر من قبل اولئك الذين يرغبون في ابعادي |
| Hükümet gayrimenkul la isteyen herkesi emretti. | Open Subtitles | أمرت حكومة حقيقية عن أولئك الذين يرغبون في لوس انجليس. |
| Bunu her tür okulda yapıyorlar. Öğrencilerinin öğrenmesine daha özgün, merak uyandıran ve çekici şekilde yardım etmede daha iyi olmak isteyen öğretmenler için sayısız model var. | TED | يفعلون ذلك في جميع أنواع المدارس هناك نماذج للمعلمين الذين يرغبون في التحسن لمساعدة الطلاب على التعلم والانخراط والتمكين. |
| Diğeri de onun ailesi ve dışarıdaki harika insanlar, geçmişte başkalarına bahsetmekten rahatsızlık duydukları durumları olan insanları desteklemek için orada olmak isteyen insanlar. | TED | والآخر هو أسرتها والناس الرائعون هناك الذين يرغبون في التواجد لمساعدة من يعانون أوضاعًا تشعرهم بعدم الراحة لإعلام الآخرين بها. |
| Oluşmakta olan değişimleri aydınlatacak ama daha önemlisi yeni ve daha iyi bir dünya meydana getirmek için çalışmak isteyen insanların sesini yükseltecek. | TED | سيسلط ذلك الضوء على التغيرات الطارئة، ولكنها بالأهم من ذلك ستعطي صوتا للناس الذين يرغبون في العمل لرؤية عالم جديد أفضل. |
| Bu bilgiyi isteyen adamlar çok yardımcı olabilir. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يرغبون في ... هذه المعلومة قد يكونون جد مفيدين |