| Şoförlerinin ve hizmeti kullanan müşterilerinin inancına bağlı olarak. | TED | بواسطة المحركين والمستهلكين على حد سواء الذين يستخدمون الخدمة التي يؤمنون بها حقًا. |
| Yaratmak... Bu tür araçları kullanan insanlar kimlerdir? | TED | إذاً ماذا يفعل بعض الناس الذين يستخدمون هذا النوع من الأدوات؟ |
| Sivrisinek öldürmek için CRISPR kullanan bilimciler hakkında ne düşünüyorsunuz? | TED | ما رأيك في العلماء الذين يستخدمون كرسبر لقتل البعوض؟ |
| Sol üstte, metal ve tahtayı işlemek için çok ilkel aletler kullanan bu insanlar var. | TED | في أعلى اليسار، تشاهدون هؤلاء الأشخاص الذين يستخدمون أدواةً بدائية للعمل على الخشب والمعدن. |
| Müvekkilleriniz, inanç ihtilaflarında şiddet kullananlara örnek olacaklar. | Open Subtitles | ليكن موكلك عظه وعبره لهؤلاء الذين يستخدمون العنف لتصفية نزاعاتهم الدينيه |
| JS: Remiks, bizim ortak kültürümüzü izleyicilerle birşeyleri paylaşmak için bir tür dil olarak kullanan kişilerle ilgilidir. | TED | مزج واحد هو عن الأفراد الذين يستخدمون ثقافة مشتركة كنوع من لغة للاتصال بشيئاً الى المتلقي. |
| Programı düzenli kullanan öğrencilerde büyük ilerlemeler görüyoruz. | TED | ونرى تطورات كبيرة للطلاب الذين يستخدمون البرنامج بانتظام. |
| Ama olay şu; ilerlemeyi sadece programı düzenli kullanan öğrencilerde görüyoruz. | TED | ولكن هناك أمر هنا فقط الطلاب الذين يستخدمون البرنامج بانتظام يحققون تقدما |
| Tüm erkeklerden: yaşlı erkeklerden, genç erkeklerden gül suyu kullanan genç ve yakışıklı erkeklerden ve aşağılık özel detektiflerden! | Open Subtitles | كل الرجال: العجائز و الشباب الشباب الوسيمون الذين يستخدمون الورود |
| Bunları kullanan grupların hiçbiri dünyayı şeytan yönetsin demiyor. | Open Subtitles | حسنا. أنا لا أعتقد أن الناس الذين يستخدمون الشيطان يريد حقا لحكم العالم. |
| Törenlerinde çocukları kullanan satanist bir grupla büyüyen birine ait hatıralar. | Open Subtitles | ذكريات عن النشأة مع عبدة الشيطان الذين يستخدمون الاطفال فى طقوسهم و احتفالاتهم |
| Ben, başkasının diş fırçasını kullanan tiplerden biri değilim. | Open Subtitles | لست ذاك النوع من الأشخاص الذين يستخدمون أغراض الغير |
| Ben, başkasının diş fırçasını kullanan tiplerden biri değilim. | Open Subtitles | لست ذاك النوع من الأشخاص الذين يستخدمون أغراض الغير |
| Bazen elemanlar, pisti kullanan insanları merak ediyor. | Open Subtitles | أحياناً الأشخاص يكونون فضوليين حيال الأشخاص الذين يستخدمون المدرج |
| Yayın haricinde mutfak setini kullanan bir ön hazırlık şef takımımız var. | Open Subtitles | لدينا فريق من طهاة التجهيز الذين يستخدمون مطبخ التجهيز بعد الانتهاء |
| Onları gerçekten kullanan kişiler kalitesiz değil başarılı olan dolandırıcılar. | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدون الذين يستخدمون ذلك حقاً هم اللصوص اللصوص الناجحين ، ليسوا بفقراء |
| Hastanemizi kullanan diğer doktorlar... onlar da mı iyi değiller? | Open Subtitles | والأطباء الآخرون الذين يستخدمون مستشفانا أليسوا جيّدين أيضاً؟ |
| Şaşırtıcı olarak bu hizmeti kullanan müşterilerin %75'i, pahalı banka işlem masraflarını karşılayamayan orta sınıf Fransızlar. | TED | مثير للدهشة، 75 في المئة من العملاء الذين يستخدمون هذه الخدمة هي الطبقة الوسطى الفرنسية الذين لا يستطيعون تحمل رسوم الخدمات المصرفية العالية. |
| Ve bence biz, normal insanlar ile, korku ve nefreti yaymak için güçlerini kullanan insanlar arasındaki duvarız, özellikle de böyle zamanlarda. | TED | كما أعتقد أننا الجدار الفاصل بين الناس العاديين وأولئك الذين يستخدمون سلطتهم لنشر الخوف والكراهية، بالذات في أوقات كهذه. |
| Tüneli kullananlara tuzak kurarız. | Open Subtitles | نضع فيها بعض الكمائن, حتى نستطيع أن نقبض على الذين يستخدمون هذا النفق |