| Lütfen bana kocamı vuran adamın acı çekerek öldüğünü söyleyin. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أن الرجل الذي أصاب زوجي تعذب قبل وفاته |
| Sana vuran adamın karısı şu an komada. | Open Subtitles | الشخص الذي أصاب وجهك.. زوجته إنها في غيبوبة |
| Hey dostum, Los Angeles'a dönünce, seninle ben babamı vuran herifi bulacağız. | Open Subtitles | مرحباً، متي نعود الي "لوس أنجيليس" أنا وأنت سنجد هذا الذي أصاب والدي |
| - Başkanı vuran silah. | Open Subtitles | هذا هو السلاح الذي أصاب الرئيس. |
| saldırganı vurmak için kullanılanla aynı. | Open Subtitles | نفس الذي أصاب المعتدي. |
| Herkes Nikki Wald'un peşindeyken ben kardeşimi gerçekte vuran adamın peşindeyim. | Open Subtitles | "فيما يبدّد الجميع جهده على (نيكي والد)" "سأطارد الرجل الذي أصاب أختي فعلاً" |
| Herkes Nikki Wald'un peşindeyken ben kardeşimi gerçekte vuran adamın peşindeyim. | Open Subtitles | "فيما يبدّد الجميع جهده على (نيكي والد)" "سأطارد الرجل الذي أصاب أختي فعلاً" |
| Çocuğu vuran düşman geri döndü. | Open Subtitles | -قد عاد "العدائيّ" الذي أصاب الفتى |
| Ama iyi dinleyin, Marisa'yı vuran silahla Jim Clayburn'u vuran aynı. | Open Subtitles | ولكن إليكم هذا.. السلاح الذي أصاب (ماريسا) هو نفسه.. -الذي أصاب (جيم كلايبورن ) |
| Polisleri vuran adam bu. | Open Subtitles | هذا هو الشخص الذي أصاب الشرطه |
| Anlayabildiğim kadarıyla, Elizabeth'i vuran ışın kapsülün sistemine konulmuş bir hata koruma mekânizmasıydı. | Open Subtitles | الشعاع الذي أصاب (إليزابيث) هو جزء من آليّة وقاية... {\pos(192,200)} تتضمّنها أنظمة الحاوية {\pos(192,200)} |
| - Otis. Oğlumu vuran aptal. | Open Subtitles | -الأبله الذي أصاب أبني |
| Oğlumu vuran beyinsiz. | Open Subtitles | -الأبله الذي أصاب ابني |
| Thad'i vuran o keskin nişancıyı düşünüyor musun hiç? | Open Subtitles | ذاك القناص الذي أصاب (ثاد)؟ |
| saldırganı vurmak için kullanılanla aynı. | Open Subtitles | نفس الذي أصاب المعتدي. |