"الذي أعيش فيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşadığım
        
    Ethel Seiderman Kaliforniya'da yaşadığım yerde sevilen, enerji dolu bir aktivist. TED إيثيل سيدرمان ناشطة محبوبة ومشاكسة، في المكان الذي أعيش فيه في كاليفورنيا.
    Evet, yaşadığım yer de burası. Senin için sorun mu? - Evin kaç odası var? Open Subtitles نعم وهذا المكان الذي أعيش فيه ألديك مشكلة بذالك, كم عدد الغرفة
    Jen evimi satın almış, Liam. yaşadığım yeri. Open Subtitles جين إشترت منزلي للتو, ليام الذي أعيش فيه
    - O zaman her şey bitecek, dört senedir yaşadığım tutsaklık sona erecek. Open Subtitles و سأتحرر من السجن الذي أعيش فيه منذ 4 سنوات
    - O zaman her şey bitecek, dört senedir yaşadığım tutsaklık sona erecek. Open Subtitles و سأتحرر من السجن الذي أعيش فيه منذ 4 سنوات
    Sen, benim yaşadığım dünyada yaşamayı hak etmiyorsun. Open Subtitles وأيضا انت لا تستحق العيش في نفس المكان الذي أعيش فيه
    Benim yaşadığım dünya bu değil, hele ki şeyden beri biliyorsun işte. Open Subtitles ..هذا ليس هو العالم الذي أعيش فيه منذ أنت تعرفين
    Benimde içinde yaşadığım evde bir de sadece seksi olduğu için mi? Open Subtitles في المنزل الذي أعيش فيه فقط لأنها مثيرة ؟
    En azından yaşadığım çevrede güzel kırsallar var. Open Subtitles على الأقل هناك ريفٌ جميلٌ يحيط بالمكان الذي أعيش فيه
    Şu an yaşadığım yer. Bu caddenin karşısında. Open Subtitles المنزل الذي أعيش فيه الان أنه من هذا الطريق
    yaşadığım yerin ürününden almak istemediğine emin misin? Open Subtitles أنت متأكد من لا يحصلون على انتاج مثل هذا الذي أعيش فيه الآن.
    Eğer birisiyle olmak istersem yaşadığım yere getirebilirim. Open Subtitles أذا أردتُ أن أبقى مع أحدهم, بالتأكيد أحضرها إلى المكان الذي أعيش فيه
    Bu küçük katılım eylemiyle birlikte yaşadığım yer için hissettiğim güçlendirme ve sorumluluk hissini bugün dile getirmeye çalışıyorum. TED وأنا أسعى إلى يومنا هذا إلى توضيح الشعور بالتمكين والمسؤولية اللذين أشعر بهما تجاه المكان الذي أعيش فيه يقومان ببساطة على هذه المشاركة الصغيرة.
    Adaları yaşadığım yerden uzakta. TED جزرهم بعيدة عن المكان الذي أعيش فيه.
    En kötü olan da genelde kafamın içinde yaşadığım hapishane. Open Subtitles ثم لدي السجن الأسوأ... و هو السجن الذي أعيش فيه عادةً.
    Benim derdim, şu anda başka bir tane yazıyorum ve ondan sonra başka bir tane yazacağım ve başka, başka, başka ve onların çoğu başarısız olacak ve bazıları başarılı, ama ben her zaman güvende olacağım sonuçların rastgele fırtınalarından. Gerçekten yaşadığım yeri unutmadığım sürece TED الفكرة هنا هي أنني أكتب كتابا آخر الآن، ثم سأكتب كتابا بعده، ثم كتابا آخر، ثم كتابا آخر وكثير منها سيفشل، وبعض منها سينجح، ولكنني سوف أكون دائما في مأمن من عشوائية أعاصير النتائج طالما أنني لا أنسى أبدا المكان الحقيقي الذي أعيش فيه.
    yaşadığım yer burası. Open Subtitles هذا هو المكان الذي أعيش فيه
    Bu yaşadığım cadde. Open Subtitles هذا الشارع الذي أعيش فيه
    yaşadığım mahalleden nefret ediyor. Open Subtitles يكره الحي الذي أعيش فيه
    Bir de benim yaşadığım yer vardı. Open Subtitles والمكان الذي أعيش فيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more