| Bu suçları işleyen adam şu an burada. Ve kullandığı silah da burada. | Open Subtitles | الرجل الذي ارتكب تلك الجرائم موجود هُنا، والمُسدّس الذي استخدمه أيضاً. | 
| Bu suçları işleyen adam şu an burada. Ve kullandığı silah da burada. | Open Subtitles | الرجل الذي ارتكب تلك الجرائم موجود هُنا، والمُسدّس الذي استخدمه أيضاً. | 
| Silah ve onu kullanan adam. | Open Subtitles | المُسدّس والرجل الذي استخدمه. | 
| Silah ve onu kullanan adam. | Open Subtitles | المُسدّس والرجل الذي استخدمه. | 
| Bir ışık parçacığına verdiği isim kuantumdu. | Open Subtitles | والمصطلح الذي استخدمه لوصف جزيئات من الضوء كان الكم. | 
| Sanirim bilinç vermek için kullandigi sey. | Open Subtitles | أعتقد أنه هو الشيء الذي استخدمه ليجعلك واعية | 
| Joey'nin kullandığı cep telefonunun sinyali Maggie Schuller'ınki gibi algoritmayla karıştırılmış. | Open Subtitles | الهاتف الخلوي الذي استخدمه (جوي) كان مشفّرًا بالخوارزميات كهاتف (ماغي شولر) | 
| Bu, bacaksız koşucunun sevgilisini öldürmek için kullandığı silah. | Open Subtitles | وشاهدوا هذا هذا هو السلاح الذي استخدمه العداء بدون ساقين من أجل قتل صديقته | 
| İşte bu Demonswill'in aşk tozlarını okula yaymak için kullandığı silah. | Open Subtitles | هذا هو السلاح الذي استخدمه (رغبة الشيطان) لنشر غبار شهوته في أرجاء المدرسة، | 
| Bu, Sung' ı öldürürken kullandığı silah. | Open Subtitles | هذا هو المسدس الذي استخدمه لقتل (سونغ). | 
| Ajan Thomas'ın verdiği ilacın birkaç yan etkisinden biri olabilir diye düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا يسعني إلا أن أتساءل وان اقلق ما إذا كان الدواء الذي استخدمه العميل توماس | 
| Boynunun arkasında bir iğne izi vardı, ki bu da hastalara verdiği kanser ilacıyla aynı. | Open Subtitles | كان هناك علامة إبرة عند مؤخرة عنقه، وهو موقع حقن عقار السرطان نفسه الذي استخدمه على مرضاه | 
| Onun kullandigi bodrumda. | Open Subtitles | الحوض الذي استخدمه كان في القبو | 
| Henry'nin kullandığı telefonu izledim. | Open Subtitles | انهيت تعقب التليفون الذي استخدمه هنري |