| Ekibin geri dönüşüyle, cesaretimi topluyor ve gece seslerini Duyduğum hayvanların izlerini arıyorum. | Open Subtitles | مع عودة الطاقم، استجمعت قواي وسأبحث عن علامة لذلك الحيوان الذي سمعته بالأمس |
| Çünkü bu söylediğim de, yaratıcı sürecin insanı tımarhanelik eden kaprisi üzerine Duyduğum diğer açıklamalar kadar mantıklı. | TED | لأنها تفسر الكثير تماماً مثل الكثير من الذي سمعته من ناحية تفسير تقلبات الهوى وجنونه للعملية الإبداعية. |
| Duyduğum ses, binlerce yolunu kaybetmiş ruhun... şamatasıydı! | Open Subtitles | الذي سمعته كان خشخه اغنية .. ِ للآلف من الارواح التائهه |
| Duyduğuma göre bazen kardeşten öğüt dinlemek zor olabiliyor. | Open Subtitles | الآن من الذي سمعته أحياناً من الصعب أخذ نصيحة من شقيقك |
| Evet, özetle buna mutluluk diyebiliriz galiba. Duyduğuma göre Küçük Lord Ayaklı Felaket hep burada kalacakmış. | Open Subtitles | نعم, انا اعتقد ان السعادة جميلة جداً بدون مبالغة انت, ما الذي سمعته |
| Benim hakkımda ne duydun bilmiyorum ama... kurtarılmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي سمعته عنّي لكنّي لا أحتاج إنقاذاً |
| Kadın sesi mi, erkek sesi mi duydunuz? | Open Subtitles | الصّوت الذي سمعته , هل كان لذكر أم لأنثى ؟ |
| duyduğun ses çığlıktan daha mı düşüktü yoksa yüksek mi? | Open Subtitles | الصوت الذي سمعته كان أعلى أم أقل من صرختها؟ |
| Evet, ama lastik patlamasından önce ilk Duyduğum ses, bir silah sesiydi. | Open Subtitles | أجل، لكن الصوت الأول الذي سمعته كان فرقعة |
| Geçenlerde Duyduğum bir şeyi söyleyeyim, buna ben de inanmaya başlıyorum. | Open Subtitles | دعني أخبرك هذا الشيء الذي سمعته وأبدأ إعتقاد بأنّه حقيقي |
| Evden Duyduğum çığlıklar oydu demek. | Open Subtitles | كان ذلك سبب الصراخ الذي سمعته وأنا في المنزل |
| Bütün gece köpek ve çocuk hakkında Duyduğum şeyler de ne? | Open Subtitles | ما الذي سمعته عنك، أنك تسهر طوال الليل مع رضيع وكلب؟ اتركيني وشأني |
| Duyduğum seslere göre seks yapıyorlar ya da Howard süt sağıyor. | Open Subtitles | . حسب الشيء الذي سمعته إما أنهما يمارسان الجنس أَو أن هاوارد وقع في ماكينة حلب |
| Evet, olmuyordu. Ama artık oluyor. Duyduğum ses gürlemesi, atmosfer katmanlarının parçalanarak dağılmasına sebep olan duraksamadan kaynaklanıyor olmalı. | Open Subtitles | لا لم تعمل هكذا , لكنها كذلك الآن الدوي الذي سمعته لابد وانه التوقف |
| Duyduğum en salakça şey. Haydi gidelim. | Open Subtitles | ذلك الشيء الأشد غباءً الذي سمعته في حياتي، فلنذهب |
| Duyduğuma göre 30 milyon civarı bir şeymiş. | Open Subtitles | حوالي 30 مليون هو الرقم الذي سمعته. |
| Duyduğuma göre 30 milyon civarı bir şeymiş. | Open Subtitles | حوالي 30 مليون هو الرقم الذي سمعته. |
| Duyduğuma ama, o kadar taze değil. | Open Subtitles | لكن من الذي سمعته, انها لم تكن طازجة |
| Amerikan kızlarla ilgili ne duydun bilmiyorum ama biz yeni tanıştığımız bir adamla direkt yatağa atlamayız! | Open Subtitles | معاشرة قف قف , لا , لا ليس الان انا لا اعرف ما الذي سمعته عن الفتيات الامريكيات ولكنا لا نقفز |
| Son 6 ayda bayağı bi adam yakalamış ne duydun anlat | Open Subtitles | لقد قضت على ثلاثة من عصابة قديمة في الستة شهور الأخيرة اللعنة ما الذي سمعته بشأنها؟ |
| - Şu ana kadar sahte gözüken intihar notu, kurbanın cebinden çıkan kırık bir pusula, telefonda eşinin duyduğu ağlama sesi. | Open Subtitles | رسالة إنتحار مزيفة، بوصلة محطمة في جيب الضحية النحيب الذي سمعته زوجته على الهاتف |
| duyduğun şey, sana et yemeyi bırakmanı söyleyen bilinçaltın. | Open Subtitles | الذي سمعته كان ضميرك يخبرك أن تتوقف عن أكل اللحوم |