| Belki de Claire'yi, Vega'yı, doğmamış çocuğunu bağışlamak, teklif için gayet yeterli. | Open Subtitles | الاصفاح عن كلير, ربما طفلك الذي لم يولد بعد لديه الكثير ليقدمه |
| Bu evrimsel çatışma anneyi ve doğmamış çocuğu rahimde gerçekleşen biyolojik bir halat çekme yarışına sokar. | TED | صراع المصالح التطوري هذا، يضع المرأة وطفلها الذي لم يولد بعد في حرب شد وجذب بيولوجية، والتي تتم داخل الرحم. |
| Henüz doğmamış bir kalbi ya da bu dünyadan ayrılmış bir kalbi kucaklamak yaşayan biri için en zor şeydir. | Open Subtitles | القلب الذي لم يولد بعد ،و القلب الذي غادَر أيضاً قلبُ الشخص الذي عليهِ أن يحتضن كل هذا .هو أصعب شيء، أعتقد هذا |
| Herkesin doğmamış ceninden bahsetmesi beni kızdırıyor. | Open Subtitles | ما يضايقني ان الجميع يتحدثون عن الجنين الذي لم يولد بعد. |
| Seni parça parça etmekten keyif alacağım, peki doğmayan çocuğunu vücudundan çekip çıkarttırmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | أنا سوف يتمتع بها، المسيل للدموع لك قطعة في قطعة، فكيف كنت فعلت ذلك إلى الطفل الذي لم يولد بعد وقد مزقتها بها من الجسم. |
| Ve kocamın doğmamış çocuğunu kurtarmak için. | Open Subtitles | لتدافعين عن حياتك ولأنقذ ابن زوجي البريء الذي لم يولد بعد |
| Bu yüzden tanrı doğmamış çocuğunu lezbiyen aşığından aldı. | Open Subtitles | بسبب ذلك قام الرب بأخذ طفلك الذي لم يولد بعد من عشقيتك السحاقية |
| Hem kendisinin hem de İsa'nın doğmamış çocuğunun güvenliği için Meryem, Kutsal Topraklardan Fransa'ya kaçtı. | Open Subtitles | ولأجل سلامتها الشخصية .. ولأجل ابن المسيح الذي لم يولد بعد تركت الأراضي المقدسة .. وجاءت لفرنسا |
| doğmamış balık oğlum üstüne yemin ederim bunun bedelini ödeyecek. | Open Subtitles | أقسم بحياة ابني صياد السمك الذي لم يولد بعد إنها ستدفع الثمن |
| doğmamış bir çocuğu manyakça korumaya çalışıyorsun. Çünkü beni koruyamadığın için suçlu hissediyorsun. | Open Subtitles | تحاولين بشكل جنوني حماية هذا الطفل الذي لم يولد بعد لأنكِ تشعرين بالذنب لانكِ لم تستطيعين حمايتي |
| Boom! Büyüksün. Hayır, bu doğmamış çocuğumuzun yılbaşı şömine çorabı. | Open Subtitles | -كلا، إنه جورب عيد الميلاد لابني الذي لم يولد بعد |
| Daha doğmamış çocuğum acımasızca elimden alınınca Tanrıları kızdıracak ne yaptım diye merak etmeye başladım. | Open Subtitles | ثم أبني الذي لم يولد بعد سُلِبَ منّي وجعلني أتسائل ما الشيء الذي أرتكبته حتى أغضب الآلهة |
| Daha doğmamış çocuğum acımasızca elimden alınınca Tanrıları kızdıracak ne yaptım diye merak etmeye başladım. | Open Subtitles | ثم أبني الذي لم يولد بعد سُلِبَ منّي وجعلني أتسائل ما الشيء الذي أرتكبته حتي أغضب الآلهة |
| Ben buradaki insanları, tıpkı senin karını ve doğmamış çocuğunu sevdiğin kadar seviyorum. | Open Subtitles | ترى، وأنا أحب هؤلاء الناس هنا بقدر ما تحب زوجة الخاص بك، والطفل الذي لم يولد بعد. |
| doğmamış torunumun adına bu saf taç yapraklarını göz yaşlarımla ve kanla süslüyorum. | Open Subtitles | باسم حفيدي الذي لم يولد بعد أقدم بتلات الملح تلك مع دموعي |
| Şimdilik sadece Claire ve doğmamış çocuğunu Helena'ya götürmeliyiz. | Open Subtitles | في الوقت الراهن, نحن بحاجة فقط إلى روح كلير والطفل الذي لم يولد بعد الى هيلانة, |
| doğmamış çocuk hepimizi kontrol etti... bir düşün Robert bu çocuk iyi bir şey mi... bu çocuk Tanrı'nın mı yoksa başka bir şeyin mi? | Open Subtitles | هذا الطفل الذي لم يولد بعد السيطرة على كل واحد منا. لذا اسأل نفسك، روبرت، هو أن الطفل شيء جيد؟ |
| doğmamış bebeğime nasıl dayak atılacağını öğretiyorum. | Open Subtitles | أري ابني الذي لم يولد بعد كيف تضرب المؤخرات |
| Dedi doğmamış çocuğumun babası! | Open Subtitles | قالها والد طفلي الذي لم يولد بعد |