| Şuan hayatımda olan, yanında olmak istediğim tek adam sensin. | Open Subtitles | إنك الرجل الوحيد في حياتي الآن الرجل الوحيد الذي تمنيته |
| Bu mekânda sana sahip olmayan tek adam benim herhalde. | Open Subtitles | لا بد أنّي الرجل الوحيد الذي لم يحظى بكِ بعد |
| Öte yandan, Curtis Cooper bu dev sayının izini süren tek kişi değildi. | TED | لكن ثانيا، وكما كورتيس كوبر كان يبحث عن ذلك الوحش العدد الأولي، أنه لم يكن الرجل الوحيد الذي يبحث. |
| İlgini çekecek. Beni kurtarabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | سوف تثير اهتمامك ، أنت الرجل الوحيد الذي بمقدوره إنقاذي |
| Sana ihtiyacım var, çünkü yalan söylemediğim tek erkek sensin. | Open Subtitles | أنا أحتاجك لأنك الرجل الوحيد .الذي لا أكذب عليه |
| Kötü haberse, görünüşe göre kalp krizinin neye benzediğini bilen tek adamı kovmuşum. | Open Subtitles | والأخبارُ السيئة هي أنّنا طردنا الرجل الوحيد الذي يعرفُ كيف تبدو الأزمةُ القلبيّة |
| Sen hayatım boyunca hayran olduğum tek insansın, bağlandığım tek erkeksin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذي أحترمه في حياتي ، الرجل الوحيد الذي تربطني علاقة معه |
| Warren Raporunun 26 cildini de okuyan tek adam olmak için mi? | Open Subtitles | لأنك الرجل الوحيد الذي قرأ كافة المجلدات الـ 26 من تقرير وارن ؟ |
| Birlikte olmaya değer tek adam değil ki. | Open Subtitles | إنه ليس الرجل الوحيد الذي يستحق الزواج منه |
| Kaçmama yardım edebilecek tek adam olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت بأنّك الرجل الوحيد الذي يمكن أن يساعدني على الهرب. |
| "İsayı ziyaret ettiğini duyan tek adam." de... | Open Subtitles | أخبره: الرجل الوحيد الذي سمع به على الإطلاق يدعو السيد المسيح |
| Babam bana bildiği her şeyi öğretti. Bana daha fazlasını öğretebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | لقد علمني كل ما يعرفه وأنت الرجل الوحيد الذي يمُكنه تعليمي المزيد |
| O öncedendi. Şimdi tamamen güvendiğim tek kişi o. | Open Subtitles | ولكن ذلك حدث في ما مضى ، أما الآن فهو الرجل الوحيد الذي أثق به |
| O öncedendi. Şimdi tamamen güvendiğim tek kişi o. | Open Subtitles | ولكن ذلك حدث في ما مضى ، أما الآن فهو الرجل الوحيد الذي أثق به |
| Çünkü birlikte olmak istediğim tek erkek sensin. | Open Subtitles | لأنني فقط أريد أن أكون بجانبك أنت الرجل الوحيد الذي أريد أن أكون معه |
| Burada karşılaşabileceği tek erkek Kaptan Crunch. | Open Subtitles | الرجل الوحيد الذي ستقابله هنا رجل الازمات |
| Yok. Bilen tek adamı öldürdün ve elinde bir ipucu bile yok? | Open Subtitles | قتلت الرجل الوحيد الذي لديه الأجوبة، وليس لديك فكرة؟ |
| Sen hayatım boyunca hayran olduğum tek insansın, bağlandığım tek erkeksin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذي أحترمه في حياتي ، الرجل الوحيد الذي تربطني علاقة معه |
| Bana geçmişte onun teklifini reddeden tek erkeğin sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنّك الرجل الوحيد الذي رفض تمهيدها للجنس في الماضي. |
| Hala kendine kahraman olduğunu kanıtlamak isteyen bir adam. | Open Subtitles | انه الرجل الوحيد الذي يفضل البقاء لكي يثبت انه بطل |
| Sen striptizcilere giyinsinler diye para veren tanıdığım tek kişisin. | Open Subtitles | أنت الرجل الوحيد الذي أعرفه الذي يدفع للمتعريات ليلبسن ملابسهن تعال يا سكير |
| Seni gerçekten umursayan tek kişiye ihanet ettin. | Open Subtitles | و خنت الرجل الوحيد الذي اهتم لأمرك |
| "Beni gerçekten gören tek adamla, seninle birlikte ölecekler." | Open Subtitles | انهم يموتون معك الرجل الوحيد الذي سيراني حقا |
| - Bütün cevapları bilen tek adamdı o. | Open Subtitles | كان الرجل الوحيد الذي قابلته في حياتي و يعرف الإجابات |
| Şimdiye kadar beni bağırtan tek adamsın. | Open Subtitles | . أنت الرجل الوحيد الذي أبكاني |
| Senden önce birlikte olduğum tek erkekti o. | Open Subtitles | لقد كان الرجل الوحيد الذي كنت معه إلى أن جئت أنت |