| Şuradaki adamı görüyor musun? Geriye alabilir misin? | Open Subtitles | أنظر الى ذلك الرجل هناك هل يمكنك إعادة ذلك ؟ |
| Şuradaki adamı gördün mü? Kırmızı t-shirtlü? | Open Subtitles | أترى ذلك الرجل هناك بالسروال الأحمر؟ |
| Görüyorsun, Montag. Oradaki adam uzun süre yaşamayacak. | Open Subtitles | أترى, مونتاج , هذا الرجل هناك قارب على الوفاة |
| Şuradaki adam neden bu köhne yerin en büyük şansı olmasın. | Open Subtitles | هذا الرجل هناك سيقوم بأعظم شئ للسمو بهذا الكشك |
| Benden gözlerini alamayan Oradaki adamı görüyor musunuz? | Open Subtitles | هل ترى ذلك الرجل هناك الذي لايستطيع تحويل عينيه عني؟ |
| Selam. Şuradaki adamı görüyor musun? Siyah saçlı. | Open Subtitles | مرحباً , هل ترى ذلك الرجل هناك ؟ |
| Şuradaki adamı görüyor musun. | Open Subtitles | هل ترى الرجل هناك ؟ |
| (Afedersiniz, pardon) (Şuradaki adamı görüyormusunuz...) | Open Subtitles | (أعذريني ، آسف) (.. أترين ذلك الرجل هناك) |
| İspiyonlamak gibi olmasın da, Şuradaki adamı görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترين ذلك الرجل هناك |
| Misal, Oradaki adam, Teal'c'in arkasındaki. | Open Subtitles | حسنا، على سبيل المثال الرجل هناك خلف تيلك |
| Muhtemelen Oradaki adam gibi başıma bir ton sıkıntı çöreklenir. | Open Subtitles | على الأرجح أنني سأقع في الكثير من المشاكل مثل الرجل هناك |
| Oradaki adam bir dahi değil. Adı Ruggles. | Open Subtitles | ذلك الرجل هناك ليس عبقري أسمه راغلز |
| Şuradaki adam bizim mahalleye yeni taşındı. Bir çocuğu var. | Open Subtitles | هذا الرجل, هناك لقد إنتقل إلى حى حديثاً , ولديه طفل |
| Tek bir şey daha var, Şuradaki adam Tabipler Odası Disiplin Komitesi'nden. | Open Subtitles | شيء واحد فقط... الرجل هناك إنه من اللجنة التأديبية لجميعة الإدارة الأميريكية |
| Merhaba. Sanırım Şuradaki adam sizinkilere sorun çıkartıyor. | Open Subtitles | مرحباً، أعتقد بأن ذلك الرجل هناك قام بإغضاب بعض الأشخاص |
| Kulübedeki adam, Oradaki adamı vurdu ve telefon etmek için burada bekledi. | Open Subtitles | دقّق هذه المعلومات لي الرجل في الكشك رمى ذلك الرجل هناك ... وإنتظر للمخابرة. |
| Kulübedeki adam, Oradaki adamı vurdu ve telefon etmek için burada bekledi. | Open Subtitles | دقّق هذه المعلومات لي الرجل في الكشك رمى ذلك الرجل هناك ... وإنتظر للمخابرة. |
| Neden esas adama sormuyoruz? | Open Subtitles | حسناً لم لا تسأل الرجل هناك ؟ |
| Şu adam var ya? Lacivert kazaklı, turuncu kapüşonlu. | Open Subtitles | أترى الرجل هناك يرتدي قميصاً رياضياً أزرق |
| Şuradaki bey hayatımı kurtardı ve beni buraya kadar getirdi. | Open Subtitles | الرجل هناك أنقذ حياتي. وتولى لي على طول الطريق هنا. |
| - İçerideki adam o kadını hiç tanımıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل هناك لا يعرفها |
| - Dışarıdaki adamı silahı var. | Open Subtitles | الرجل هناك لديه بندقية. |