| Beni sinir etme aşkın ve Hayırı cevap olarak kabul edememenle kapıma gelmemen ilginç. | Open Subtitles | من المثير للاهتمام أنك لم تأتي لمنزلي مع حبك لإزعاجي ومع عدم قدرتك على تقبل الرفض كإجابة |
| Bu büyük bir iş, büyük bir para ve Hayırı cevap olarak kabul etmeyecekler. | Open Subtitles | هذا مشروع كبير، أموال طائلة، ولن يتقبّلوا الرفض كإجابة. |
| Hayırı cevap olarak kabul etmem. | Open Subtitles | لن أقبل الرفض كإجابة هيا يارجل |
| Eskiden olsa kalmanı ister hayır cevabını da kabul etmezdim. | Open Subtitles | أجل، فيما مضى، كنت سأرغب بأن أطلب منك البقاء. ولم أكن لأقبل الرفض كإجابة. |
| Öyleyse yazmaya başla çünkü hayır cevabını kabul etmiyorum. | Open Subtitles | حسنا، إبدئي الكتابة لأنني لن أقبل الرفض كإجابة |
| Hayırı cevap olarak kabul etmiyoruz. | Open Subtitles | ولن نقبل الرفض كإجابة |
| Hayırı cevap olarak kabul etmeyecekti. | Open Subtitles | ولم يكن سيقبل الرفض كإجابة |
| Delicesine eğlendik, içkiyi fazla kaçırdık. Kız "hayır" cevabını kabul etmedi falan. | Open Subtitles | ،تعلم,حفلة مجنونة،بها الكثير من الخمور فتاة لا تقبل الرفض كإجابة |
| "Hayır" cevabını kabul ettiğiniz sürece. | Open Subtitles | عموما ، طالما يمكنكم تقبل الرفض كإجابة |
| hayır cevabını kabul edemeyeceğini düşündüğünü de biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنك لن تقبلين الرفض كإجابة. |
| Bir soruya hayır cevabını almayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتعلم أن تقبل الرفض كإجابة |
| hayır cevabını asla kabul etmezdim. | Open Subtitles | ولم أقبل الرفض كإجابة |