| Merak ediyorum, işverenlerin sana böyle bir merhamet gösterir miydi. | Open Subtitles | أتساءل: أكان ربّ عملكَ سيريك نفس الرّحمة التي أريتُكَ إيّاها؟ |
| İnsanlar sana bakıp, merhamet diliyorlar. | Open Subtitles | كانت تلك النّاس تبدو مناسبةً لك , ترجّيك من أجل الرّحمة |
| Tanrım merhamet et. Biliyor musun sen hiç kibar biri değilsin. | Open Subtitles | الرّب لديه الرّحمة تعرف, أنتَ ليس لديك أي احترام |
| Bu insanların içine korkuyu salacagız merhamet için bize yalvaracaklar. | Open Subtitles | سنطلق العنان لعهد الرّعب، بقسوة كبيرة على هؤلاء النّاس ليأتوننا متوسّلين الرّحمة. |
| Demek şimdi de bize merhameti öğrettiklerini sanıyorlar. | Open Subtitles | الآن يفترضون بأن يعلّموننا الرّحمة! |
| Eskiden hata yapanlara merhamet etme taraftarıydın. | Open Subtitles | بالماضى , دائماً ما كنتِ تنحازي إلى جانب الرّحمة. |
| Ayrıca sefil hayatlarına son vermek bir merhamet göstergesi. | Open Subtitles | بالإضافة، إنّه تصرّف الرّحمة لكي تضع نهايةً لحياتهم البائِسة |
| 18 kurbanına hiç merhamet göstermedi. | Open Subtitles | هو لم يُظهِر الرّحمة لضحاياه الثمانية عشر |
| Ona bunun senin için gösterdiğim bir merhamet olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريه أن هذه الرّحمة أمدّها كُرمى لكِ |
| Tanrım merhamet et! | Open Subtitles | الرّب لديه الرّحمة |
| ...merhamet gösterilmelidir. | Open Subtitles | يجب أن تلقى الرّحمة |
| Sana merhamet gösteriyorum. | Open Subtitles | إنّي أمنحك الرّحمة |
| merhamet dilediler benden. | Open Subtitles | يترجون الرّحمة |
| Savunma tarafı Bay Maker'ın merhameti hakettiğini söyleyecek. | Open Subtitles | الآن , سوف يجادل الدّفاع بالقول أن السيّد (مايكر) يستحق الرّحمة |
| - Kedinin merhameti için yalvar! | Open Subtitles | ! أطلب الرّحمة من... بوس |