| Vücudunu sarmalayan bu sürüngen onu göz açıp kapayana kadar öldürebilir. | Open Subtitles | ذلك الزاحف القاتل الذي يطوّق جسمها يمكن أن يقتلها بطرفة عين. |
| Bunun sebebi, adaletsizliğin beynimizin tehlikeler ve sağ kalmayla ilgilenen ilkel ve sürüngen kısmını tetikler ve adaletsizlik bir tehdidi tetiklediğinde düşünebildiğimiz tek şey odur. | TED | وهذا لأن الإجحاف يثير الجزء الفطري الزاحف من أدمعتنا، الجزء الذي يتعامل مع التهديدات والبقاء، وعندما يثيرُ الإجحاف التهديد، هذا كل ما نستطيع التفكير بشأنه. |
| Kafanızdaki sürüngen hareketliliği ile ilgili bir sorun olabilir mi? | Open Subtitles | ألا يرجع هذا لنشاط ذلك الشئ الزاحف الموجود فى رأسك ؟ |
| - Koca bir hayvan, tank gibi. - Sen kral sürünen göbeksin. | Open Subtitles | وحش كبير يشبه الدبابة و شعور عظيم ملك البدانة الزاحف |
| İnce zarının altından hali hazırda mükemmelliğe ulaşmış sürüngeni net şekilde görebilirsin. | Open Subtitles | من خلال الغشاء الرقيق يمكن أن تبين الزاحف المثالي |
| Bazı sürüngenler için eş bulmak, doğuma kıyasla çok daha kolay bir mücadele sayılabilir. | Open Subtitles | ايجاد الشريك , هو أول تحدٍ على الزاحف مواجهته عندما يصبح جاهزا ليتزاوج |
| Kurbanın derisi ise kalınlaşıp sertleşiyor ve sürüngen her şeyi içinceye kadar sıvıların akmasını önlüyor. | Open Subtitles | بينما جلد الضحيّة يجعل صعب وهشّ تشكيل الكيس أو الصدفة الذي منه الزاحف يمكن أن يشرب. |
| sürüngen, kurbana enzim fışkırtıyor geriye sadece beklemek kalıyor. | Open Subtitles | لذا الزاحف يرشّ ضحيّته وبعد ذلك كلّ له لإنتظار. |
| Stites sürüngen genetiği konusunda uzman bir biyologmuş. | Open Subtitles | ستيتس أحيائي سرّي التخصّص في علم وراثة الزاحف. |
| Eğer Stites sürüngen türlerini genetik olarak değiştiriyorsa onlara farklı özellikler katmış olabilir. | Open Subtitles | إذا ستيتس جينيا تعديل أنسال الزاحف هو قد يوضّح الملكيات الغريبة. |
| Komodo Ejderi, dinozorlardan sonra, karada hükümdarlık süren .tek sürüngen türüdür. | Open Subtitles | تنين الكومودو هو الزاحف الوحيد الذي لا زال يحكم الجزيرة كما فعلت الديناصورات ذات مرة |
| Yaptıkların için sağ ol işe yaramaz sürüngen! | Open Subtitles | شكراً لك على لا شيء، أيّها الحيوان الزاحف العديم الفائدة |
| Düzenbaz sürüngen, plan böyle değildi. | Open Subtitles | الزاحف الغادر ، لم يكن ذلك جزءً من الخطة . كان يجب أن يكون بمفرده |
| Beyninin ne kadar ufak olduğu umurumda değil, seni rezalet sürüngen! | Open Subtitles | أنا لا أهتم بصغر دماغك أيها الزاحف الأحمق |
| Seni sürünen yılan. Buraya çöreklendin, | Open Subtitles | أيها الثعبان الزاحف لقد تسللت إلى هنا |
| Seninleyim. Bu ürpertici sürünen şey ortalığı karıştırdı. | Open Subtitles | أنا معك ذلك الشئ المخيف الزاحف |
| sürünen mürver denilen çok zehirli bir sarmaşık yüzünden olur. | Open Subtitles | تسببهداليةنادرة،ذاتسُمّـيةقاتلة، تـُسمى "الزاحف الأكبر". |
| "Lysander, yardım et, gör artık beni Al göğsümden, şu sürünüp duran sürüngeni" | Open Subtitles | ليسندير، إفعل ما تستطيع لتسحب هذا الثعبان الزاحف من صدري؟ |
| Gelecek sefer hatırlatırım, sürüngenler bir dirgenle sana tecavüz etmeye çalıştıklarında, Chandi. | Open Subtitles | سوف نتذكر أن في المرة القادمة الزاحف سخيف يحاول اغتصاب لك مع مذراة، شاندي. |
| Bu sürüngenin tıbbi yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | نحن سنحتاج هذا الزاحف بعض الرعاية الطبية. |
| Bizim küçük sürüngenimiz. | Open Subtitles | و هذا الزاحف الصغير. |
| İskenderiye'ye geldiğinde yeşil bir kertenkele gibi görüneceksiniz. | Open Subtitles | ستبدو كالحيوان الزاحف عندما تصل للإسكندرية |
| Sana adı çıkmış, Breedlove köpek stilini gösteririm. | Open Subtitles | سأجعلك ترى الشخص العالمي المغمور (بريد لاف)، الزاحف |