"الزحام" - Translation from Arabic to Turkish

    • trafik
        
    • kalabalık
        
    • kalabalıkta
        
    • trafiğe
        
    • kalabalığın
        
    • trafikte
        
    • Trafiğin
        
    • Trafikten
        
    • kalabalığa
        
    • Kalabalıktan
        
    • Acele
        
    • Trafiği
        
    • Trafikle
        
    • kalabalıktı
        
    Gidip görelim öyleyse. trafik sorun olmaz, bizde Tardis var. Open Subtitles دعنا نذهب لنرى إذاً ، لن يوقفنا الزحام فلدينا التارديس
    Burada inanılmaz bir trafik var... ve sokakta bir yığın polis görüyorum. Open Subtitles الزحام هنا غير معقول كما أنني أرى الكثير من الشرطة في الشوراع
    Ama demin kalabalık yüzünden fazladan yardıma ihtiyaç olduğunu söylemiştiniz. Open Subtitles و لكنك قد أخبرتنى لتوك أنكم ستحتاجون المزيد من الموظفين من أجل الزحام
    Daha fazla müşteri istediğini söylüyordu, ben de nefes almamız gerektiğini. kalabalıkta göze çarpmasını sağlayacak bir çözüm buldum. Open Subtitles هو قال أنه يريد المزيد من الزبائن فقلت له نحن نريد أن نتنفس فكرت بطريقة تجعله واقفاً بين الزحام
    Muhtemelen trafiğe takılmıştır olur öyle şeyler, bilirsin sevgililer günü falan. Open Subtitles الأغلب أن الزحام هو السبب بما أن اليوم هو عيد الحب
    Kuleden kaçıp kalabalığın arasına karışarak gözden kayboldum... ve ayakları yorulana kadar yürüdüm. Open Subtitles لقد ركضت من البرج اختفيت في الزحام ومشيت حتى خارت قدماي
    Ya da geri dönüp başka yere gidebilirler. O zaman onları trafikte kaybedebiliriz. Open Subtitles أو ربما يرجعوا و يذهبوا إلى مكانٍ آخر و نفقد أثرهم وسط الزحام
    Trafiğin en yoğun olduğu saatte yolumun bir kaç mil dışında. Open Subtitles انها مجرد بضعة اميال خارج طريقي وفي ساعة الزحام ايضا
    trafik, botoks, fazla vergiler, başarısızlıklar ve çaresizlik kokusunun yeri. Open Subtitles أرض الزحام والمخدرات الضرائب الضخمة، ضعف الانجازات ورائحة الإحباط الجميلة
    Bir dahaki sefere trafik içinde çocuğa sen bak. Mesajı almış olması önemli. Open Subtitles تريد أن أكون جليسة أطفال لطفله تصرخ وسط الزحام , حسنا لقد فهم المغزى
    Saat öğleden sonra 4'tü yani trafik oldukça yoğundu,.. Open Subtitles كانت الساعة 4عصرا لذا فأن الزحام كان شديدا
    kalabalık ve gürültülü ama çokda heyecanlı hiç bilmediğim renkler ile Open Subtitles الزحام والأصوات العاليه مثير جدا أيضا بالألوان التى لم اعرفتها من قبل
    Kuşkusuz alışılmamış, ama iblissel olmadığı muhakkak. Birisinin kalabalık içinde kendini böyle göstermesi ilginç. Open Subtitles شخص ما يحب الوقوف فى الزحام , للقتل أعنى
    Packett Acele etmemizi istedi ve kalabalıkta bizi izleyen imtiyaz sahibine bir şans verdi. Open Subtitles باكيت ارادني ان اتعجل واعطيه الامتياز في الزحام
    Bugün, kalabalıkta bir Yüz sizi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Open Subtitles اليوم ، يأخذكم " وجه فى الزحام" إلى رحلة عاطفية
    - Şimdiye kadar varmış olmaları gerekiyordu. - trafiğe takılmış olabilirler. Open Subtitles لا بد بأن يكونوا هناك الآن ربما علقوا ببعض الزحام
    kalabalığın içinde yalnız kalmak ise daha kötü. Open Subtitles أن تكون وحيداً وسط الزحام لشئ أسوأ من ذلك
    Öğrencilerime bazı şeylerin olduğunu öğretirdim- bilirsiniz bilgisayarlar bazı konularda tam olarak iyi değildirler-- trafikte araba sürmek gibi şeylerde. TED أنا اعتدت ان اعلم الطلاب أن هناك بعض الأمور، كما تعلمون، أجهزة الكمبيوتر ليست جيدة فيها، مثل قيادة سيارة في الزحام.
    Trafiğin ortasında dondurma satmak yasalara aykırı! Open Subtitles ذلك مخالف للقانون أن أبيع الآيس كريم في وسط الزحام
    Taba rengi ceket, kırmızı scooter, lütfen aracınızı sağa çekin, Trafikten çıkın. Open Subtitles معطف ودراجة حمراء أرجو أن تبتعد عن الزحام
    Eh, kalabalığa kalmak istemiyorsam, yavaştan çıksam iyi olur. Open Subtitles حسنا، من الأفضل أن أذهب إن أردت تجنب الزحام
    Kalabalıktan kurtulana kadar burada bekleseniz iyi olacak. Open Subtitles الأفضل أن تنتظرى هنا حتى نتخلص من الزحام سيدتى
    Bir şerif yardımcısı, Trafiği fark ediyor ve federalleri çağırıyor. Open Subtitles وبعض نواب الشرطة لاحظوا كل هذا هذا الزحام اتصلوا بالفيدراليين
    Bizler arabada Trafikle boğuşup esasen uyuyakalmamaya çalışıyoruz. Open Subtitles نحن في السيارة ,نصارع الزحام نحاول البقاء مستيقظين
    Noel'de işler böyle yürür. Evet, kalabalıktı. Evet, işler biraz çığırından da çıktı. Open Subtitles هذا ما يحدث ليلة عيد الميلاد بعض من الزحام و الأمور تخرج عن السيطرة قليلاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more