| Kontrol kapısına vardığında alarmı tetikleyecek muhafızlar yaklaşacak ve bu düğmeye basacağım. | Open Subtitles | عندما ستصل إلى نقطة التفتيش سيُطلق الإنذار سيقترب الحرّاس وسأكبس هذا الزرّ |
| Etik, doğru anda düğmeye basması için Hedge'e ne talimat verebilir? Kendiniz çözmek için şimdi durdurun. | TED | فما عسى التوجيهات التي تعطيها إيثيك إلى هيدج لكي يكبس الزرّ في اللحظة المناسبة؟ |
| İkincisi, tren doğru konumdayken düğmeye basmak. | TED | والثاني، ينصرف إلى كبس الزرّ بينما القطار في الموضع الصحيح. |
| Bir kere düğme koptu mu, olay bitmiştir. O gömleği bir daha giyemem. | Open Subtitles | حالما يسقط الزرّ, فهذه النهاية، لن أصلحه |
| Çok üzgünüm. Etrafta dolaşıyordum ve sanırım yanlış tuşa bastım. | Open Subtitles | ،أنا آسفة، كنت ألقي نظرة ويبدو أني ضغطت على الزرّ الخطأ |
| Yani değişken 0'a gelir gelmez Hedge'in düğmeye basması gerek. | TED | وعليه، فإن على هيدج كبس الزرّ حين يؤشر المتغير على رقم صفر. |
| -Şurdaki küçük düğmeye basmanız yeterli. | Open Subtitles | نحنلم ننصح أنت فقط يجب أن تضغط ذلك الزرّ |
| Kanalları etkisizleştirmek için fırlatma alanına girdiğinde şu düğmeye bas. | Open Subtitles | الموافقة، عندما تصبح خلال موقع الإطلاق إلى قنوات العادم، إضغط هذا الزرّ هنا |
| Eğer o düğmeye basmamış olsaydın günün birinde şartlı tahliye olabilirdin. | Open Subtitles | إن لم تضغط على ذلك الزرّ لكان هناك فرصة لإطلاق سراحك يوماً ما أجل |
| Ve o düğmeye bastığım andaki duygusal tatmin-- | Open Subtitles | والإطلاق العاطفي .. عندما شعرت به بالضغط على ذلك الزرّ |
| O düğmeye basmakla elde edeceğim tatmin vazgeçemeyeceğim ölçüde yoğundu. | Open Subtitles | .. والإطلاق العاطفي .. عندما شعرت به بالضغط على ذلك الزرّ .. حسناً، ذلك كان |
| Dedi ki: "düğmeye basma şansım varsa elimden başka bir şey yapmak gelmez." | Open Subtitles | قال أنه أخذ فرصة ضغط ذلك الزرّ لم يكن لديه خيار |
| Özür dilerim. Öyle takılıyordum. Yanlış düğmeye bastım sanırım. | Open Subtitles | أنا آسفة، كنت ألقي نظرة، ويبدو أني ضغطت على الزرّ الخطأ |
| O düğmeye basarken kararlı ol. | Open Subtitles | الإصرار كُن مُصرّاً عندما تضغط ذلك الزرّ |
| Kol atardamarın kesildi. Denesen bile o düğmeye basamazsın. | Open Subtitles | تم قطع شريانك الأوسط لعجزت عن ضغط الزرّ وإن حاولت |
| Kol atardamarın kesildi. Denesen bile o düğmeye basamazsın. | Open Subtitles | تم قطع شريانك الأوسط، لعجزت عن ضغط الزرّ وإن حاولت. |
| Elde dikilmiş düğme delikleri, yakada da bir tane. | Open Subtitles | ثقوب الزرّ المُخيَّط يدويـًا، تتضمن واحدًا على التلبيب |
| Bir düğme koparabilirsen aramıza katılırsın. | Open Subtitles | اقطع الزرّ ولسوف تنضم إلى النادي |
| Kasten yaptıysa bile bizim doğru tuşa basmamız yeterli olur. | Open Subtitles | حتّى لو واصل الضغط على الزرّ المخالف، فإنّ على البقية ضغط الزرّ الأصح فحسب. |
| Alttaki kırmızı düğmenin neye yaradığını soracak biri. | Open Subtitles | ويسأل عن الزرّ الأحمر أسفل السلاح |
| Bu buton vurmak için. | Open Subtitles | هذا الزرّ لكي يضرب. |
| Onun yanındaki düğmeyi aç ve manivelaya yüklen. | Open Subtitles | إفتح الزرّ بجانبها وإضغط على العتلة. |
| Pahalı ceketinizin üçüncü düğmesini ilikleyin, Bay Spica. | Open Subtitles | أغلق الزرّ الثالث لمعطفك الغالي سيد (سبيكا) |
| Beni bu tekneye soktun havaya uçurmam için ikna ettin ama o koduğumun düğmesine basınca kutudan bir bayrak çıktı. | Open Subtitles | وضعتني بهذا القارب وأقنعتني بتفجيره وعندما ضغطتُ الزرّ اللعين، ظهرت لي راية |