| Hayatındaki tek amacı, sözüm ona dünyadaki tek Londra ayaklı rehberi olmakmış. | Open Subtitles | كان واضحا ان هدفه الوحيد فى الحياة. ان يكون المرشد السائر الوحيد فى لندن |
| Pekâlâ, belli ki iblis bu ayaklı penisin içine girmiş. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أن الشيطان داخل هذا القضيب السائر |
| Kapalı bir alanda bir sürü ayaklı yemekle beraberken tam zombi moduna girer. | Open Subtitles | فإنه سيتحول إلى فجع محبوس في مبناً مليء بالطعام السائر |
| Bu yüzden mi o aylağı öldürmek istedin? Sokakta gördüğümüzü de. | Open Subtitles | ألهذا وددت قتل السائر الذي كان على مبعدة منّا في الشارع؟ |
| Dale'i öldüren aylağı öldürmemiştim. - Bak sonra ne oldu. | Open Subtitles | لم أقتل السائر الذي قتل (دايل) أنظر لما حدث |
| Yürüyen blender gelmiş. | Open Subtitles | انه انت اليس كذالك السائر فى الظلام |
| - Neden böyle-- - O aylağı görmüştüm ben. | Open Subtitles | -لقد رأيت ذاك السائر . |
| 2000 yıl boyunca Kilise, insanoğlunun üstüne baskı ve zulüm yağdırdı, tutku ve benzeri bütün fikirleri ezdi, hepsi de Yürüyen Tanrıları adına. | Open Subtitles | لمدة 2000 عام... صبت الكنيسه القمع والوحشيه على البشريه وقامت بسحق العاطفه والفكره على قدم المساواه وكل ذلك بإسم إلههم السائر على الأرض |
| Bu beyinsiz, Yürüyen ölüler mi? | Open Subtitles | هذا الموت السائر الذي بلا عقل ؟ |
| İçi boş Yürüyen ben değilim. | Open Subtitles | لستُ أنا أيّها الفراغ السائر |