| Ruhu, kendisine bir ustabaşının kamçısı gibi çarpan Sıcak rüzgar ve azgın kumlar kadar karışıktı. | Open Subtitles | دون أمل روحه مضطربه كالرياح الساخنه و الرمال الثائره التى تدفعه بعنف و هياج شديد كشخص يتخبط فى شئ مفروض عليه |
| Ruhu, kendisine bir ustabaşının kamçısı gibi çarpan Sıcak rüzgar ve azgın kumlar kadar karışıktı. | Open Subtitles | دون أمل روحه مضطربه كالرياح الساخنه و الرمال الثائره التى تدفعه بعنف و هياج شديد كشخص يتخبط فى شئ مفروض عليه |
| Yarım galon buharı üstünde Sıcak kahveyi içmiş birine göre! | Open Subtitles | لأجل شخص شرب للتو نصف جالون من القهوه الساخنه المليئه بالبخار |
| - Ateşli, güzel bacakları seviyor. | Open Subtitles | للسيقات الجميله و الساخنه و بعض الأسباب الأخرى |
| Ateşteki kar tanesi gibi. | Open Subtitles | مثل الثلج في القبضه الساخنه |
| Hiç kimse karşı koyamaz benim sıcacık reçelime. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه مقاومه مربتي الساخنه، الساخنه |
| Anlamıyorum. Ne diye Sıcak şekerlemeleri krakerlerin... | Open Subtitles | انا لا أفهم , لماذا تضع حلوي الخطمى الساخنه |
| Yumurtanı al ve Sıcak su altında her şeyi dikkatlice düşün. | Open Subtitles | خذ بيضتك و كل أشياءك و إستغرق فى التأمل و أنت مستلق فى المياه الساخنه |
| Bu yarışın biletleri, Sıcak bir yaz gününde siyah bir deri koltuktan bile daha Sıcak. | Open Subtitles | التذاكر الخاصه بهذا السباق أصبحت أسخن من كرسى من الجلد الأسود فى أيام الصيف الساخنه |
| Üç harf sizlere Sıcak kahve ve battaniye kazandıracak. | Open Subtitles | ثلاثة احرف سوف تعطي لكم كأس من القهوه الساخنه وبطانيه |
| Şu senin sevdiğin tavşan yemeğinden yoktu ama sana biraz Sıcak sos ve maydanoz aldım. | Open Subtitles | انهم لا يملكون ارانب لم اكن ارغب في تناول هذا، لكنني حصلت على بعض البقدونس وبعض الصلصة الساخنه. |
| Sıcak çikolata almak için durduk ya. | Open Subtitles | شخص ما اضطر للوقف من اجل الشوكلاته الساخنه |
| Bunu da siyah, Sıcak ve güneşte kavrulmuş kayalıkların üzerinde yatarak sağlıyorlar. | Open Subtitles | وجبةالعشبالبحرى وسوف يحصلون على هذا ببسط أجسامهم ولصقها على هذه الصخور السوداء الساخنه |
| Elinde Sıcak sütlü kahvenle, Yedinci Cadde'de karşıdan karşıya geçerken, taksinin teki seni ezip geçince ne olacak? | Open Subtitles | ماذا يحدث عندما انت تعبرين الجادة السابعة, حامله تلك الصويا لاتيه الساخنه, وسيارة أجرة تأتي من العدم وفقط تأخذك خارجا؟ |
| Kendisi de an itibariyle menopoz kaynaklı Sıcak basmasının keyfini çıkarıyor. | Open Subtitles | التي حالياً تستمتع الهبّات الساخنه المصاحبة لإنقطاع الطمث |
| Uyanıp dışarıya fırlayalım, kardan melekler yapalım az marshmallowlu Sıcak kakao içelim ve harika bir Noel anısı yaratalım. | Open Subtitles | نستيقظ، ونهرع للخارج لنصنع ملائكة الثلج نشرب الشكولاته الساخنه مع المارشيميلو و نصنع ذكريات عيد جميله؟ |
| Sıcak su babanın huyunu nasıl değiştirir bilirsin. | Open Subtitles | كلا , أعني. تعرف ما تفعله المياه الساخنه لتصرفات والدك. |
| Alex, bana ikinizin geçen geceki Ateşli randevunuzdan bahsediyordu. | Open Subtitles | لا , لا , لا . أليكس كانت تحدثنى عن الليله الساخنه التى قضتها معك بالأمس |
| Ateşli köfte kadar iyi değil ama. | Open Subtitles | انه بجودة كرات اللحم الساخنه |
| Ateşteki kar tanesi gibi. | Open Subtitles | مثل الثلج في القبضه الساخنه |
| Hiç kimse karşı koyamaz benim sıcacık reçelime. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه مقاومه مربتي الساخنه، الساخنه |