| Önümüzdeki birkaç saat içinde baskıyı azaltmazsak kadın felç olacak. | Open Subtitles | إذا لم نفعل فى الساعات القليلة المقبلة فسوف تُصاب بالشلل |
| Burada gördükleriniz delice üşüşen bir partikül topluluğu, ve bunların her biri son birkaç saat içerisinde belirlenen, insan duygularını temsil ediyor. | TED | ما تشاهدونه هنا هو كتلة محتشدة بالجزيئات ، كل منها يمثل شعوراً واحداً لشخص ورد ذلك خلال الساعات القليلة الماضية. |
| Son birkaç saat çok hızlı geçti. | Open Subtitles | تلك الساعات القليلة الماضية مرت بسرعة شديدة |
| Yani önümüzdeki bir kaç saat için gemi benim olacak. | Open Subtitles | ولذلك خلال الساعات القليلة القادمة المركبة لى |
| Yapma, Mckay'in gidip o testleri yapmasıyla geçen birkaç saatte buraya gelme şansları ne ki? | Open Subtitles | ما هو إحتمال مجيئهم خلال الساعات القليلة القادمة ؟ |
| Bu yüzden önümüzdeki birkaç saati nasıl geçireceğine çok dikkat et. | Open Subtitles | .. اذا كوني حذرة جداً في طريقة اللعب الساعات القليلة القادمة |
| Özgür mü? Burada seninle geçirebildiğim birkaç saat benim özgürlüğümdür. | Open Subtitles | إن الساعات القليلة التى أقضيها معك هنا ، هذه هى حريتى |
| Hayır, efendim, gelecek birkaç saat içinde canlanmazsak yok. | Open Subtitles | الم نرتاح فى الساعات القليلة المقبلة، يا سيدي |
| Geçtiğimiz birkaç saat içinde, Birçok şey oldu ancak nükleer saldırı söylentileri ya da 3. dünya savaşının başladığı tamamen yanlış. | Open Subtitles | فى الساعات القليلة الماضية , حدثت أشياء كثيرة ولكن إشاعات عن هجمات نووية وحرب عالمية ثالثة كلها غير حقيقية |
| Dr Hasseldorf, önümüzdeki birkaç saat içinde neler bekleyebiliriz? | Open Subtitles | دّكتور هاسيلدورف ماذا يمكن أَنْ نَتوقّعُ في الساعات القليلة القادمة؟ حَسناً, غايل |
| birkaç saat içinde zor bir seçim yapmak zorunda kalabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نتخذ خيار صعب في الساعات القليلة القادمة |
| Karın ağrısı, çürükler Ve kabızlık haberleri birkaç saat içinde salgın derecesine ulaştı, | Open Subtitles | تقارير أوجاع البطن والإمساك وصلت لأعداد رهيبة على مدى الساعات القليلة الماضية |
| Bayan Hendershot'ı birkaç saat içinde doğum yapmasını bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن نتمنّى السّيدة هيندرشوت سيسلّم في الساعات القليلة القادمة. |
| Ama bu birkaç saat iyi bir seçimdi. | Open Subtitles | و لكن هذه الساعات القليلة هي الأختيارات الجيدة |
| Eminim ikiniz de biliyorsunuz ki son birkaç saat içinde en az bir düzine okul kuralına karşı geldiniz. | Open Subtitles | تدركان بالطبع أنه في الساعات القليلة الماضية أنتهكتم ربما دستة من قوانين المدرسة |
| Sonraki birkaç saat, elimden geldiğinde Başkan için çalıştım. | Open Subtitles | خلال الساعات القليلة التالية كنت أعمل بكل طاقتي مع الرئيس |
| Önümüzdeki bir kaç saat içerisinde, efendim. | Open Subtitles | خلال الساعات القليلة القادمة يا سيدى سيدى الرئيس |
| Çünkü önümüzdeki bir kaç saat içinde, her türlü Kolluk kuvveti evinin içinde araştırma yapıyor olacak. | Open Subtitles | لأنه في الساعات القليلة المقبلة سيكون هناك كل أنواع القوات القانونية يفتشون كل مكان في منزلك الجميل |
| Yalnızca son birkaç saatte sizden bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير منك في الساعات القليلة الماضية |
| Birileri kafasına girip o birkaç saati beyninden kazımış. | Open Subtitles | فقد سيطر شخص ما على ذهنة وجعل ذهنة فارغ لهذه الساعات القليلة كيف يمكنه فعل ذلك ؟ |
| Sonradan anlaşıldıki, Aaron konferansın son bir kaç saati boyunca çekildiği köşede kodu geliştiriyormuş. | Open Subtitles | لكن اتّضح على مدار الساعات القليلة التالية في ذلك المؤتمر أنّه كان يجلس في الزاوية، يحسّن كودي، موظّفا لذلك صديقا له |
| Eğer bir memeli iseniz, hayatınızdaki en tehlikeli zaman doğduktan sonraki ilk birkaç saattir. | TED | إذا كنت من الثدييات، الوقت الأكثر خطورة في حياتك هي الساعات القليلة الأولى بعد الولادة. |
| Geçen bir kaç saatte, kab basıncı tekrar düştü. Bacınç 80'e 40. | Open Subtitles | , عبر الساعات القليلة الماضية ضغطه أنخفض ثانية |
| Ee, Harvey son birkaç saatin inanılmaz acılı ve kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حسنا, هارفي انني اعرف الساعات القليلة الماضية يجب أن تكون مؤلمه بشكل لا يصدق ومحيرة |