| Sizin gibi zayıf sürtükler devamlı benimle alay ederdi. | Open Subtitles | السافلات النحيفات أمثالكِ تعودوا على السخرية منى دائماً |
| Şu okul aile birliğindeki sürtükler... | Open Subtitles | تلك السافلات من رابطة المعلمين |
| Keşke bu kaltakları şimdi görebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت استطيع أن أرى الآن تلكم السافلات |
| şuan o kaltakları görebilmeyi çok isterdim. | Open Subtitles | أتمنى لو تمكنت من رؤية تلكم السافلات الآن |
| Nasıl bir sürtük kendi çocuğundan vazgeçer? | Open Subtitles | أيّ نوعٍ من السافلات تقوم بالتخلّي عن طفلها؟ |
| Zayıf bir adam, bir spor arabası ve sürtük orospular var. | Open Subtitles | الجبان مع سيارة رياضية وزمرة من السافلات |
| Fahişeler oradaki kahve makinasını kullanırlar, bak. | Open Subtitles | حين تتناول السافلات القهوة عند تلك الآلة، هل ترى؟ |
| Bitirelim şu işi. Bu Fahişelerin evimizi almalarına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لنقم بهذا لأنه من المستحيل أن تحصل تلك السافلات على منزلنا |
| Siz sürtükler cadısınız. | Open Subtitles | أيتها السافلات أنتن ساحرات |
| Önce kankalar, sonra sürtükler! | Open Subtitles | فالأشقاء قبل السافلات |
| sürtükler sizi! | Open Subtitles | أيتها السافلات! |
| Keşke o kaltakları şimdi görebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو استطعت رؤية تلكم السافلات الآن |
| O kadar çok seksi sürtük var ki, şaka gibi. | Open Subtitles | عدد السافلات المثيرات هنا كبير، هذا سخيف |
| 1.5 kilometre ileride "Küçük sürtük Yolu" diye bir yol olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | أكنت تعلم أنّه يُوجد طريق يُدعى بـ"السافلات الصغيرات" يبعد ميلاً من هُنا؟ |
| Sadece sen ve o orospular var. | Open Subtitles | فقط أنتِ و السافلات الأخريات |
| Fahişeler oradaki kahve makinasını kullanırlar, bak. | Open Subtitles | حين تتناول السافلات القهوة عند تلك الآلة، هل ترى؟ |
| Biz esmer, alaycı Fahişelerin işi de bu. Şükür ki geldin. Kimi arayacağımı bilemedim. | Open Subtitles | هذا ما نفعله نحن السافلات المتشائمات الحمدلله بأنكَ أتيت لم أعرف بمن أتصل |