| İşte bu yüzden siz karşımda dizlerinizin üstündesiniz... ..tam tersi olabilecekken. | Open Subtitles | وهذا هو السبب لما أنت على ركبتيك أمامي بدلا من العكس |
| Sanırım bu yüzden ikimiz sağlam paralar kazanıyoruz. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أنّ هذا السبب لما أنا وأنت نحصل على أموالٍ طائلة |
| Keman resitalimizi kaçıracak, tıpkı her şeyi kaçırdığı gibi. Bronwen'in bu yüzden çok güzel eşyaları var. | Open Subtitles | هذا السبب لما براونير لديها العديد من الاشياء الجميلة |
| Bu yüzden bütün ıvır zıvır böyle boşlukta sallanıyor. Şu an yediğimiz şeyi çekmek lazım. | Open Subtitles | هذا السبب لما الأغراض معلقة في الهواء يجب أن أصور ما نأكله الأن |
| Bu yüzden hiçbir şoför seninle gitmek istemiyor. | Open Subtitles | وهذا هو السبب لما لا يرغب أي سائق بمرافقتك |
| Belki de bu yüzden Tanrı bizi bu sınava tabii tuttu. | Open Subtitles | ربما هذا السبب لما اختارنا الرب لهذه الاختبارات |
| Sanırım bu yüzden sadece bir hemşireye ihtiyacı olduğuna karar verdiler. | Open Subtitles | أعتقد هذا هو السبب لما هم قرورا أنه بحاجة إلي ممرضة واحدة فقط |
| "İşte buraya bu yüzden The Palisades derler adamım." | Open Subtitles | هذا السبب لما هم يدعونونه الحواجز ياصاح |
| Belki de bu yüzden başıma geliyordur bu. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب لما يحدث لي الآن |
| Zaten bu yüzden Voight'le birlikte arkandan iş çevirdiğimi düşünme diye seni de bilgilendirdim. | Open Subtitles | وهذا هو السبب لما أريدك أن تكون على إطلاع. حتى لا تعتقد أني كنت أتآمر مع (فويت). أو مهما يكن خلف ظهرك. |
| Makau'da olduklarını söyleyince o yüzden bana öyle baktın. | Open Subtitles | هذا السبب لما رمقتني بهذه النظرة عندما قلت أنهم في (مكاو) |
| Bu yüzden mi korkuyorsun? | Open Subtitles | هل ذلك السبب لما انت خائف ؟ |