| Son altı yıldır, her gün sadece iki şeyi düşündüm. | Open Subtitles | كلّ يوم فى الستّ سنوات الماضية كنت أفكر في شيئين |
| altı yıldır burada yaşıyorum, seni sadece püro yakmak için ocağı açtığını görürdüm. | Open Subtitles | ,طوال الستّ سنوات التي عشتُها هنا لم أركَ تستخدم الفرن إلا لإشعال سيجار |
| Son altı saatimi FBI olay sonrası ekibi tarafından azarlanarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيتُ الساعاتِ الستّ الماضية أوبّخُ بعنفٍ من فريق مكتب التحقيقات الفدراليّة. |
| Çünkü koltuğun beni duvara fırlattı ve son altı aydır hücre arkadaşım vardı. | Open Subtitles | لأن أريكتكِ قذفتني للحائط وكانت لديّ شريكة بغرفة السجن طوال الستّ أشهر الماضية |
| Rahibe, Roma'nın altı Vesta bakiresinden birisiydi ve her biri, Roma'nın aristokrat ailelerinin çocuklarından seçilmişti. | TED | هذه الكاهنة هي واحدة من عذارى فيستال الستّ في روما، تُختار كل منهن بعناية كطفلاتٍ من أكثر العائلات أرستقراطية في روما. |
| altı Mutabakat hücresinin operasyon planları ve hücre liderlerinin adları var. | Open Subtitles | به تفاصيل خطط خلايا "الكوفنانت" الستّ يتضمّن الأسماء ومقرّ زعماء الخلايا |
| Son altı yıldan beri vergilerimi yanlış hesaplıyorlarmış. | Open Subtitles | يَقُولُ بأنّهم يَخطؤونَ حساب ضرائبي أَو السَنَوات الستّ الماضية. |
| Bazen ben de çok az düşündüğümü sanıyorum. Son altı yıldır değil tabii. | Open Subtitles | أعتقد أحياناً أنّي فكّرتُ في شيء آخر بالتأكيد ليس من أجل الستّ سنوات المنصرمة |
| Kilisedeki törene ve sonrasındaki partiye katılabilmeniz için toplam altı saat salıverileceksiniz. | Open Subtitles | لحضور مراسم الزواج بالكنيسة وبعد ذلك الحفل أثناء الستّ ساعات بأكملها، |
| Bu dizide altı kritik zamanın hikayesi anlatıyor o bu imparatorluğu biçimlendirdi. | Open Subtitles | هذه السلسلة تحكي قصّة اللحظات الحرجة الستّ التي شكّلت تلك الإمبراطوريّة. |
| Kraliçelerini tam gücüyle geri getirmek için altı muskaya ihtiyaçları var. | Open Subtitles | يَحتاجونَ التعويذاتَ الستّ لتعود الى ملكتهم القوَّه الكاملةِ |
| Son altı yıldır, Majesteleri. | Open Subtitles | على مدى السنوات الستّ الماضية، يا صاحب الجلالة. |
| Ölmeden önceki altı aylık dönemde bir şeyler değişmiş. | Open Subtitles | كلّ هذه الستّ أشهر قبل أن تقتل. شيء ما تغير في ذلك الوقت. |
| Bu ev bir saat içinde altı yaşındaki çocuklarla dolacak. | Open Subtitles | سيمتلئ البيت بالأطفال ذي الستّ سنوات بعد ساعة واحدة. |
| Onları kundaklamam lazım, merheme ihtiyaçları var ve yaklaşık günde altı kere kahverengi şeyler çıkıyor. | Open Subtitles | يجبُ أن أقمطهم، و أدهنهم بالمرهم و حوالي الستّ مرّات في اليوم تخرج أشياء بنيّة منهم |
| altı saat daha benim için çalışıyorsun. Hiçbir yere gitmek yok, bu bir emirdir. | Open Subtitles | لا تزال تعمل عندي خلال الساعات الستّ المقبلة، لن تبرح مكانكَ، وهذا أمر |
| Son altı saat içinde yedi inç. | Open Subtitles | سبع بوصات في الساعات الستّ الماضية. |
| Şey, o altı bira ve uyum yöntemi... | Open Subtitles | حسناً، كؤوس الجعّة الستّ تلك و ممارسة الجنس في غير أوقات الحمل! |
| Bir poşet var ama. Tüm bedeni koyduğum altı poşet yok. | Open Subtitles | "مهلاً، حقيبة واحدة، وليست الستّ التي تلزم لاحتواء جثّة" |
| - Hepsi de son altı ayda kayıp bildirisi verilmiş kızlar. | Open Subtitles | -اختفينَ جميعهنّ خلالَ الأشهر الستّ الفائتة |