| Ablam hapiste ve hamile ve eğer Felipe'ye bir şey olursa, ölür. | Open Subtitles | إنها في السجن و حُبلى و ستموت حتما لو حدث شيء لزوجها |
| Şu an hapiste ve annemin ismini uyuşturucu kârından payını almak için kullanıyor. | Open Subtitles | إنه في السجن و كان يستخدم اسمها لـ يجمع حصتها من عائدات المخدّرات |
| hapisten kurtuldun ve birçok politik nedenden dolayı kayıtlar kapatıldı. | Open Subtitles | وقَد تجنّبت عقوبة السجن و خَتمْ التحقيق لعدة أسباب سياسيّة |
| O hapisten çıkana kadar, senden önce birlikte olduğun tek adam oydu. | Open Subtitles | حتى خرج من السجن و هو كان اخر رجل كنت معه قبلك |
| Hapishane ve bir yabancıyla evlenmek konusunda bu yüzden çok açık ve dürüstsün. | Open Subtitles | لهذا كنت منفتحا و صادقا جدا بشأن السجن و زواجك من غريبة تماما |
| Çin bakkalın vurulması, Hapishane ve Dashiki hamile derken, | Open Subtitles | و اطلاق النار في متجر الكوريين ، السجن و حمل داشيكي |
| Hapishaneden çıkmanın yolunu gösterebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أريك كيفية الخروج من السجن و هذا ليس من المخدرات تكلم, يا أبى .. |
| Hapishaneden çıkmanın yolunu gösterebilirim. Numara yok. | Open Subtitles | أستطيع أن أريك كيفية الخروج من السجن و هذا ليس من المخدرات |
| Şu an hapiste ve yediği dayak yüzünden kırılan kafası dışında tamamen sağlıklı. | Open Subtitles | إنه في السجن و في كامل صحته ماعدا الرأس المكسورة من الضرب الذي تعرض له |
| Buraya geldim çünkü diğer kızım hapiste ve ailemle güzel vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | ، أنا هنا لأن إبنتي الأخرى في السجن و قد ظننت أنه سيكون لطيفاً أن أقضي وقتاً قليلاً مع عائلتي |
| Wade Crewes masum, yanlış adam hapiste, ve gerçek katil tekrar iş başına döndü. | Open Subtitles | ,وايد كروز بريء الرجل الخاطئ في السجن و القاتل الحقيقي عاد لعادته |
| Brokerın hapiste ve paranda gitti. | Open Subtitles | سمساركِ في السجن . و أموالكِ قد تبخرت |
| Don Gonzalo, bağışlayın ama ablam hapiste ve ölüm cezası aldı. | Open Subtitles | ، سيدي (جونزالو) ، أرجو المعذرة لكن شقيقتي في السجن و محكوم عليها بالإعدام |
| Hapse girebilirsin. Jordan da hapisten çıkabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تدخل السجن و يخرج جوردن إذا صدر الحكم. |
| Hanson hapisten çıktı ve bizim ölen adamla buluştu. | Open Subtitles | اذا هانسون خرج من السجن و قضى بعض الوقت مع ضحيتنا |
| Amaç babamı hapisten kurtarmak. Bu elimize geçebilecek en iyi şans. | Open Subtitles | الامر ان نخرج ابى من السجن و هذه افضل فرصه سنحت لنا |
| Artık ben yeni biriyim, Darlene. Hapishane ve tedavi beni değiştirdi. | Open Subtitles | انا رجل جديد , دارلين السجن و المركز غيراني |
| Hapishane ve futbol. | Open Subtitles | السجن و كرة القدم |
| Beni Hapishaneden çıkarıp neden buraya getirdiniz? | Open Subtitles | لماذا أخرجتني من السجن و أتيت بي إلى هنا |
| Hapishaneden bahsetmiş ve özel yetenek olarak da "Delikanlıyım" yazmış ama en azından deniyordu. | Open Subtitles | و قد ذكر السجن و المهارات الخاصة لقد قال: ابق الأمر حقيقي |
| Bu davranışınız sanki Hapishaneden kalma gibi ve hayatınız ise rayına oturmamış gözüküyor. | Open Subtitles | أنها مثل ما فعلته في السجن ...... و في حياتك |