| - Temel zevk modeli. - Standardı ilk buluşmada vermek. | Open Subtitles | :نموذج السرورِ الأساسيِ نوع المعيار, تاريخ الطعم |
| Bilirsin, umarım ki kendime ve başkalarına zevk veriyorum. | Open Subtitles | و على أمل أَعطي نفسي وبَعْض الناسِ السرورِ |
| Sana zevk verecek sinir uçlarına sahip olduğunu? | Open Subtitles | بأنّك هَلْ عِنْدَكَ نهايات عصبِ ذلك السرورِ أنت؟ |
| Beynimizdeki dopamin sinapsisler arasında salınıp, zevk almamızı sağlıyor. | Open Subtitles | أعني ، هرمون الدوبامين في أدمغتنا يُفرز عبر العقد العصبية فيُحدث السرورِ |
| Senin bana şu anda verdiğin zevk hariç. | Open Subtitles | ماعدا السرورِ الذي تعطيني إياه الآن |
| Yani... vücudum, zevk almamı da mı engelliyor? | Open Subtitles | لذا... تُفكّرُ حِماية جسمِيي مِنْ السرورِ أيضاً؟ |
| O zevk bana ait Lucas. | Open Subtitles | السرورِ سروري لوكاس. |
| - Onu takip etmek büyük bir zevk. | Open Subtitles | - انة لمن السرورِ اتباعك |