| Küçük bir sır bize savaşı... "kaybettirebilirdi, hatırladın mı? | Open Subtitles | لقد عرف السر الذي قد يخسرنا الحرب، أتذكر؟ |
| Bu benim tutabileceğim bir sır değil. | Open Subtitles | أنا آسف، ليس هذا السر الذي استطيع ان احفظه |
| Bazen sosyal itibar adına yalancılığa isteyerek katılabiliriz, belki sır olarak saklanması gereken bir sırrı saklamak için. | TED | أحيانا نُعد المشاركين في الخداع من أجل المكانة الاجتماعية، ربما للحفاظ على السر الذي يجب أن يبقى مكتوم، سر. |
| Sadece tırcıların bilmesi gereken sırrı öğrendin. Hey, kulağını buraya ver ve şu sincapa bakmayı kes. | Open Subtitles | ستبقي علي السر الذي يعرفه سائقي الشاحنات فقط انت أنتبه وتوقف عن النظر الي السنجاب |
| Ancak cevabı merak edilen en önemli sır bu topraklar üzerinde hak iddia eden canlıların yarın bizimle olup olamayacaklarıdır. | Open Subtitles | لكن السر الذي يشغل بالنا أكثر هو: إذا ما كانت المخلوقات الي نادت بهذه الأرض على أنها ملكها ستبقى معنا غداً |
| Tae Gong Shil fındıkkıran hayalet kadın bana sırrını söyledi diye mi böyle yapıyorsun? | Open Subtitles | تاي غونغ شيل هل تتصرفين هكذا بسبب السر الذي اخبرته للشبح؟ |
| Adamın söylemesini istemedikleri sır neydi? | Open Subtitles | ماهو السر الذي لم يرد إخباره ؟ |
| Bilmeni en çok istediğim sır buydu işte. | Open Subtitles | هذا هو السر الذي اردت اخباركِ به اكثر من أي شيء آخر |
| Şimdi aklında bir sır olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعرف الآن السر الذي تخفيه في رأسها |
| İşte size benim hakkımda bilmediğiniz bir sır. | Open Subtitles | ... حسنا , هاكم هذا السر الذي لا تعرفونه عني |
| Bu asla söylemeyeceğim bir sır. | Open Subtitles | هذا هوه السر الذي لن ابوح به ابدا |
| Demek mezarına götürdüğü bir sır. | Open Subtitles | إذاً هذا السر الذي أخذته في مقبرتها |
| Bu öyle bir sır ki, hiç bitmeyecek. | Open Subtitles | السر الذي لن يكشفه أحد |
| Bu sırrı yıllardır sakladık. | Open Subtitles | وهي ان السر الذي كنا نحاول حمايته طوال تلك السنين |
| - Ne sırrı? Bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعلم السر الذي عن عدم استطاعتك السباحه |
| Aileden sakladığımız sırrı Stephen'a anlatmak için iznini istemeye gelmiştim. | Open Subtitles | لقد جئت هنا لأطلب منك السماح بإخبار ستيفين حول السر الذي أخفيناه عن العائلة |
| Sakladıkları sır bu kadar önemliyse onları rahat bıraksak daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | لو كان السر الذي يخفونه بهذا الأهمية، ربما يكون شيء علينا تركه |
| Gördüğün gibi, Tanrı'nın çok kıskandığı sır bu. | Open Subtitles | أترى , هذا هو السر الذي يغار منه الإله |
| Öğrenmek için aydınlatılmış savaşçı olman gerektiği sırrını öğrenmediğin sürece. | Open Subtitles | إلا إذا كنتي تعرفي السر الذي هو انه عليكي ان تكوني محارب مطلع لتعلميه |
| Karınla ilgili sırrını o sırada öğrenmiştim. | Open Subtitles | وهذا عندما إكتشفت السر الذي تخبئه عن زوجتك |
| Söylesene kardeşinden sakladığın sır neydi? | Open Subtitles | اخبرني مال السر الذي تخفيه انت واخيك |
| Krilov'dan silmesini istediğin sır neydi? | Open Subtitles | ما هو السر الذي احتجت من (كريلوف) أن يسلبه مني ؟ |
| Stanton Parish'in bu kadar çok saklamak istediği sır buydu işte. | Open Subtitles | إنه السر الذي يريده (ستانتون باريش) بشدة أن يبقيه سراً |
| Paylaştığınız sır buydu. | Open Subtitles | هذا هو السر الذي بينكما |