| Malzemeleri iyi bilin. Kutuda yazanları okuyun. Hatta, satır aralarını okuyun. | Open Subtitles | اعرفوا المكونات، اقرأوا ما على العلبة في الواقع اقرأوا بين السطور |
| Hastaların bizim çalışmalarımızda epilepsi tedavisi görmek için 12 sayfa, tek satır aralıklı, onam formu okumaları gerektiğine inanabiliyor musunuz? | TED | هل تصدق، ١٢ صفحة ، بمسافة واحدة بين السطور على المريض قراءتها قبل خضوعهم للعلاج التجريبي من مرض الصرع؟ |
| Okuyamıyorum ama bir sonraki satır diyor ki: | Open Subtitles | لا أستطيع قراءتها لكن السطور التاليه تقول |
| Bu, Roy Chapman Andrews'un bu satırları yıllar evvel yazdığı dönemde geçerliydi. | TED | كان ذلك صحيحًا قبل عدة عقود عندما كتب روي تشابمان اندروز تلك السطور |
| Oyunumun provaları başlamadan önce tüm bu yeni Replikleri anlamam gerek. | Open Subtitles | لديّ كلّ هذه السطور الجديدة لأتعلّمها قبل الذهاب إلى بروفة مسرحيتي. |
| Satırların arasını okumaya çalışıyorum Yolu görebilmek için. | Open Subtitles | أحاول القراءة ما بين السطور لأرى المسار الصحيح |
| satır aralarını okuyarak, Billy'e karşı hâlâ bazı şeyler hissediyor olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | بقراءة مابين السطور.. اعتقد أنك ربما ماتزالين تكنين مشاعر نحو بيلي |
| Etrafta tembellik ediyorsun, birkaç satır yazıyorsun kahve dükkânlarında çene çalıyorsun. | Open Subtitles | تكتب بعض السطور تصنع بعض الأحاديث في المقاهي |
| Artı, bir kez bile burada durursan satır aralarını okumayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | وعندما تبقى هنا فترة، تتعلم القراءة بين السطور. |
| Binlerce satır kod olmalı, samanlıkta iğne aramak gibi. | Open Subtitles | قد تكون بين الآف من السطور البرمجية إنها مثل البحث عن إبرة في كومة قش |
| Ama hepimiz satır aralarını anlayabilecek durumdayız. | Open Subtitles | , ولكن يمكننا جميعاً , قراءة مابين السطور |
| Peki, söylemedi ama satır aralarını okuyabiliyorum. | Open Subtitles | حسناً، كلا لكنني أستطيع أن أقرأ ما بين السطور |
| Benim için çalışacaksan eğer, satır aralarını okuman lazım. | Open Subtitles | أذاكنتيستذهبينفيعملمعي, فستحتاجين ألي تعلم قراءة ما بين السطور |
| Tam olarak değil, ama satır aralarını okuyabiliyorum. | Open Subtitles | ليس مجازياً، لكن يمكنُني قراءة ما بين السطور |
| On binlerce satır kod yazması gerekiyordu. | Open Subtitles | وكان عليه أن يكتب آلاف السطور من الأكواد |
| İyice bastırırsan, yazılanın anlaşılması için satır aralarını okumaya gerek kalmaz. | Open Subtitles | اضغط بما فيه الكفايه, وليس على الناس القرائه فيما بين السطور كي تصل لهم الرساله. |
| Duruma uysun diye sadece satırları değiştirdim. | Open Subtitles | لقد قمت بتغيير بعض السطور لتلائم المناسبة |
| - Parmağıyla satırları takip ediyordu. | Open Subtitles | وهل فهم ما قرأه؟ كان يتبع السطور بأصابعه |
| Sadece bütün Replikleri bildiğinden değil sen Prens Cazibeli için kusursuzsun. | Open Subtitles | ليس فقط لانك تحفظ كل السطور , وانما ايضاً لانك أمير تشارمينج رائع |
| Kalan Satırların her birinde farklı bir mektup yazıyor. | Open Subtitles | عندما تقرأين ما بين السطور انها رسالة أخرى لكنها لا تعلم |
| Ve-ve bu bir tremolo silahı olabilir bu da demek oluyor ki, bu çizgiler teller yüzünden olabilir. | Open Subtitles | وهذا قد يكون ذراع اهتزاز ما يعني أنّ هذه السطور بسبب الأوتار |
| Ne satırı? Birbirimizi kırdığımızda çizdiğimiz Satırlar! | Open Subtitles | السطور التي نكتبها عندما نؤذي بعضنا |
| Satırlar arasında, bir çok bilinmezlik vardır. | Open Subtitles | Translated By Ramzydz GoLd AnGeL ¶بين السطور¶ ¶هناك الكثير من الغموض¶ |
| Tüm bu repliklere ihtiyacımız var mı? | Open Subtitles | هل نحنُ بحاجة لكلّ هذه السطور حقًا؟ |