| Şimdi sizi ikna etmek istediğim nokta şu: Beyin bu gürültü ve çeşitliliğin olumsuz sonuçlarını azaltmak için çok fazla çaba sarfetmektedir. | TED | الآن ما أريد أن أقنعكم به هو أنّ الدماغ يقدّم الكثير من الجهد للحد من الآثار السلبية لهذا النوع من التشويش والتقلب. |
| Öyleyiz, ama üzerimizdeki tüm olumsuz duyguları çabucak atacak şekilde evrim geçirdik. | Open Subtitles | نحن كذلك ، و لكننا تطورنا ليمكننا الإسراع بطرد كل المشاعر السلبية |
| olumsuz ifadeler kullanmamayı tercih ederiz. Tek yaptığı insanları korkutmak. | Open Subtitles | نحن لا نفضل استخدام العناوين السلبية, فهي تخيف الناس وحسب. |
| Daha sonra bunun üzerine düşünürken, negatif enerjiyi hayatımdan çıkarmaya karar verdim. | TED | و بعد ذلك، كما فكرت فيها بشدة، قررت التخلص من الطاقة السلبية. |
| negatif bir kampanya yapmak adına adayı bir soru veya yorum ile hazırlıksız yakalamaya ve bu can sıkıcı münasebeti kaydetmeye çalışır. | Open Subtitles | في محاولة للقبض عليه على حين غرة مع سؤال أو تعليق من أجل تسجيل لقاء محرج من أجل الحملات الانتخابية السلبية الفيروسية |
| Sadece negatif düşünceleri kovmaktan ya da gerçeği canlandırmaktan bahsediyordu. | Open Subtitles | لقد تحدثت عن طرد الافكار السلبية فقط او تصور حقيقتها |
| Bunu her zaman bir tür pasif sahiplik olarak düşünmüşüzdür. | TED | ولطالما اعتبرناه كنوع من هذه الصفة السلبية. |
| Stanley, neden itaat etmenin olumsuz yönleri üzerinde durmak istiyorsun? | Open Subtitles | لم تشعر أنك مرغم على التركيز على السمات السلبية للطاعة؟ |
| Psikologlar her şeyi teşvikle yaptırmanın olumsuz sonuçlarını 30 yıldır biliyorlar. | TED | لقد عرف الاطباء النفسيون التبعات السلبية للاكثار من الحوافز وجعلها جزء من كل شيء منذ 30 عاماً |
| Ve temel fikir şu ki hareketlerinizi planlamak istersiniz, bu şekilde gürültünün olumsuz sonuçlarını azaltmaya çalışırsınız. | TED | والفكرة الأساسية هي أنّك تريد تنظيم حركاتك بحيث تحدّ من النّتائج السلبية للتشويش. |
| Bazılarınız buna katılmayabilir, bazılarınız bana incitici ama doğru eleştiriler yapabilir ve şüphesiz bütün bu olumsuz eleştirilere açığım. | TED | بعضكم سيعارضني الرأي، لدى البعض منكم انتقادات لاذعة ودقيقة لي وكلامي، وبالطبع أنا أرحب بكل التعليقات السلبية. |
| Bu engellerin olumsuz yanlarını yok saydığımı kastetmiyorum. | TED | هذا لا يعني أنني أتجاهل الجوانب السلبية المتعلقة بهذه العقبات. |
| Demek istediğim haber yayın organlarının bize olumsuz haberler vermeyi tercih ettiği, çünkü dikkatimiz bunlara çekiliyor. | TED | والفكرة هي أن وسائل الأخبار تفضل تغذيتنا بالأخبار السلبية لأن هذا ما يشد إنتباهنا. |
| negatif enerji, travma ve acıyla beslenir. Bu şeyleri kendine çeker. | Open Subtitles | الطاقة السلبية تتغدى على الصدمة والألم إنها تقود تلك الأشياء إليها.. |
| Grace ilk defa, evden negatif enerjiyi atmak için medyum kullanıyor... | Open Subtitles | لأول مرة القسيس يستخدم معالج روحي لتطهير المنزل من الطاقة السلبية |
| İlişkilerinizi nasıl değiştirirdiniz? ve onlardaki negatif enerjiyi? | TED | كيف تقوم بتغيير علاقاتك و الطاقة السلبية فيها؟ |
| Böylece grafiğin alt tarafında kalan küçük negatif deney sonuçlarının ortadan kaybolduğunu görebilirsiniz. | TED | لذا نرى هنا أن التجارب السلبية الصغيرة التي من المفترض أن تكون فى الجهة اليسرى السفلى قد إختفت. |
| negatif sonuç veren çalışmalardan sadece üç tanesi yayınlanmış, pozitif (ilacın işe yaradığını gösteren) çalışmalardan ise sadece bir tanesi yayınlanmamış. | TED | فقط ثلاثة من النتائج السلبية تم نشرها لكن واحدة من النتائج الايجابية تم نشرها |
| Ama aslında mahremiyet saklayacak negatif bir şeyleriniz olması ile ilgili değildir. | TED | لكن في الحقيقة، إن الخصوصية ليست متعلقة بإخفاء الأمور السلبية. |
| Şu an, "Devasa - pasif" olarak adlandırdığım bilgi toplama çabalarının olduğu bir çağda yaşıyoruz. | TED | و في الواقع، نحن في حقبة يمكن أن أدعوها الجهود الضخمة السلبية لجمع البيانات |
| Belki de en başarılı ilişkiler olumsuzluk çıtası en yüksek olanlar diye düşünebilirdim. | TED | لذا كنت لأفترض بأن العلاقات الأنجح هي تلك حيث تكون عتبة السلبية عالية. |
| Buradaki problem şu, çocukların bilgisayarları evlerine götürmelerini istiyor muyuz, gerçekten Kötü koşullardaki evlerine? | TED | المشكلة هنا هي، هل نريد أن يقوم أطفالنا بأخذ الحواسيب إلى منازلهم، منازلهم التي بها بعض الظروف السلبية. |
| Ve gerçekten gerektiğinde, yaşlı insanlar olumsuz bilgiyi de olumlu bilgiyi işleyebildikleri gibi işleyebiliyorlar. | TED | وتحت الظروف الملائمة جدا يستطيع كبار السن معالجة المعلومات السلبية بنفس القدر الذي يعالجون به المعلومات الإيجابية. |
| Bana güvenin, şefkatli yorumlar, olumsuzluğu hafifletir. | TED | صدقوني، التعليقات التي تحمل طابع التعاطف تساعد إنحسار السلبية |
| Neden sadece insanların hakkımızda söylediği olumsuzluklara inanırız? | Open Subtitles | لماذا نصدّق فقط الأشياء السلبية التي تقال عنا؟ |
| Bu senin burada yaşamaktan hoşlanmıyorum demenin pasif-agresif bir yolu mu? | Open Subtitles | هل هذه طريقتكِ السلبية العدوانية لتقولي أنكِ لا تحبين العيش هنا؟ |
| Biz sadece evrenin bize hayatımızdaki olumsuzluklardan kurtulmamız için verdiklerini kulanıyoruz. | Open Subtitles | نأخذ فقط ما منحنا الكون لنتخلص من القوى السلبية في حياتنا |