| Sonuç olarak, gök bilimci meslektaşlarımın çoğu, gençliklerinin en azından yarısını, arka bahçede gökyüzüne bakarak geçirdiler. | TED | ولذلك، فإن معظم زملائي من علماء الفلك أمضوا جزءًا من شبابهم وهم ينظرون إلى السماء في الفناء الخلفي، |
| Robin geceleri gökyüzüne bayılıyordu, ancak 13 yıldır, görüş kaybından dolayı tam olarak göremiyordu. | TED | روبن تحب السماء في الليل، لكنها لم تكن قادرة على مشاهدتها بشكل كامل لمدة 13 عام بسبب فقدانها لبصرها. |
| Sizi koruyacağız. Her yıl gökyüzünden 88 tane takımyıldız geçer. | Open Subtitles | "مجموعات النجوم الثمانية والثمانين، تتحرّك عبر السماء في كلّ عام" |
| Bak, bu dava gökyüzünden avucuna düştü. | Open Subtitles | استمع، هذه القضيه وقعت من السماء في راحة يدك |
| Gece gökyüzünde görülen işareti taşıyan. Birisiyle ilgili anlatılanlar varmış. | Open Subtitles | وفقآ للنبوءة هناك شخص بعلامة مميزة يستطيع أن يرى السماء في الليل |
| Ruhun umut edebileceğinden ve zihnin saklayabileceğinden daha fazla büyüyen hayat adlı ağacın, gökyüzünün gökyüzü. | Open Subtitles | هذ جذر الجذر وبرعم البرعم وسماء السماء في شجرةً تدعى بالحياة |
| İşte bu yüzden geceleri gökyüzüne baktığında tüm yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek sana. | Open Subtitles | ولذا، عندما تنظر لأعلى إلى السماء في الليل، سيكون الأمر لو أن جميع النجوم تضحك. |
| #Gece yarısı gökyüzüne sorduğumda# #yıldızlar parıl parıl parlıyordu.# | Open Subtitles | عندما أسأل السماء في منتصف الليل أرى النجوم تلمع وحسب |
| Nihayet durduğunda sırt üstü uzandı ve gökyüzüne baktı. | Open Subtitles | عندما توقف أخيراً، نام على ظهره ونظر إلى السماء في الليل |
| İşte bu yüzden geceleri gökyüzüne baktığında tüm yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek sana. | Open Subtitles | ولذا، عندما تنظر لأعلى إلى السماء في الليل، سيكون الأمر لو أن جميع النجوم تضحك. |
| Gece gökyüzüne bakarken uçsuz bucaklığına hayret ederiz. | TED | بالنظر إلى السماء في الليل يدهشنا كيف تبدو على أنها تستمر للأبد . |
| Eski Hindu dininin mandalalarının savaşın yarattığı kargaşanın ardından bir tür düzene kavuşmayı sağlamak için nasıl gökyüzüne projekte edildikleri hakkında konuşuyordu. | TED | تكلم عن أن دوائر الماندالا الخاصة بالديانة الهندوسية في العصور القديمة كانت تقذف إلى السماء في محاولة لاسترجاع شيء من النظام بعد فوضى الحرب |
| Yakında olduklarında kuşlar gökyüzünden düşermiş. | Open Subtitles | يقولوا بأن الطيور تقع من السماء في المكان الذي يتواجدن فيه. |
| Geceleyin gökyüzünden düşmüş ve bunu oluşturmuş. | Open Subtitles | الأمر بدأَ هُنا فقط ما سقط من السماء في الليل هو ما خلق كُل هذا. |
| gökyüzünden hassas güdümlü füze formunda yağan şimşekler. | Open Subtitles | البرق يمطر من السماء في شكل صواريخ موجهة بدقّة. |
| Ermintrude teyzem çılgın bir hava dalışı sırasında kazara gökyüzünden düştü. | Open Subtitles | - ماذا؟ - لقد سقطت عمتي للتو من السماء في حادث طيران مخيف |
| ..gökyüzünden LA meydanına düşüyor.. | Open Subtitles | ذكّر أبيض سقط من السماء في وسط مدينة لوسأنجلوساليوم... |
| ..gökyüzünden LA meydanına düşüyor.. | Open Subtitles | ذكّر أبيض سقط من السماء في وسط مدينة لوسأنجلوساليوم... |
| Fakat kanyonun bir başka tarafında 1054 yılında gökyüzünde... şahit olunan muazzam bir olay vardır. | Open Subtitles | ولكن في جزء آخر من الوادي يوجد سجل لحدث مذهل الذي شوهد في السماء في عام 1054م. |
| Patlayan yıldız. gökyüzünde sadece 1858'de görüldü. | Open Subtitles | نجم متفجر ظهر فقط في السماء في 1858 |
| Ateş kimin umurunda? Her an gökyüzü parlayabilir ve kimbilir hangi zamana gideriz! | Open Subtitles | من يحفل بالنار، قد تضيئ السماء في أيّة لحظة، ومَن يدري ما قد يحدث هذه المرّة؟ |
| gökyüzü hala aynı henüz bitmiş değil. | Open Subtitles | السماء في مكانها , لذلك لم ينتهي الأمر بعد |