| Ayakkabılar aldım, bedava solaryum, saç kesimi. | Open Subtitles | أنا حصلت على أحذية مجانية السمرة المجاني , قصات الشعر |
| Büyük solaryum, kara solaryum, genç solaryum, oral solaryum. | Open Subtitles | السمرة الشديدة ,السمرة الاكثر سوادا السمرة الغير قانونية و سمرة الوجه, |
| Öyleyse bronzlaştırıcı lamba kullanması mantıklı değil. | Open Subtitles | إذا مصباح السمرة لا يعني الكثير من المنطق |
| Kuzeybatı Pasifik'in acı sos, saç boyası ve bronzlaştırıcı harcamalarını sürekli izliyoruz. | Open Subtitles | نحن نراقب دائماً الصلصة الحارة، والشعر الأصهب و السمرة المزيفة |
| Sahte bronz tenin ve kız gömleğinle öylece gelebileceğini mi sandın? | Open Subtitles | هل تعتقد انه يمكنك المجىء هنا بهذه السمرة المزيفة وقميص الفتيات هذا؟ |
| Ne kadar bronz olmak istiyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً ما مقدار السمرة التي ترغب بها؟ |
| - Merhaba, Mary. Nerede bronzlaştın? - Bilirsiniz. | Open Subtitles | مرحباً مارى, أين أكتسبت هذه السمرة تعرف |
| Buraya böyle bronzlaşmış teninle ve bu kız gibi gömleğinle gelebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد انه يمكنك المجىء هنا بهذه السمرة المزيفة وقميص الفتيات هذا؟ |
| Sayı yükseliyor çünkü Tiffany solaryum yatağını kullanmak üzere. | Open Subtitles | حوالي 153 وتتصاعد الآن لأن " تيفاني " على وشك إستعمال حمام السمرة |
| Eğer büyükbaban solaryum salonuna ömürboyu süreli üyeliğini duysaydı... | Open Subtitles | إذا عَرفَ جَدَّكَ بأنّك لديك عضوية في صالونِ السمرة. . |
| solaryum salonu için harika bir mekan olur. | Open Subtitles | -انظر قد تكون المكان المثالي لصالون السمرة |
| Spor, solaryum, çamaşır yıkama? | Open Subtitles | قاعة الرياضة , حمام السمرة , الغسالة |
| Şantaj mektubuna bronzlaştırıcı bulaştırmışsın. | Open Subtitles | تركت كريم السمرة على رسالة ابتزازك |
| bronzlaştırıcı lambanın durduğu yere. | Open Subtitles | هنا كان مصباح السمرة |
| Ken, Sonsuz Yaz bronzlaştırıcı Sprey'i aldın mı? | Open Subtitles | (كين)، هل أحضرت ذلك مزيج البخاخ السمرة الصيفية الدائم، يا أخي؟ |
| - bronzlaştırıcı mı? | Open Subtitles | -هل قمت برش رذاذ السمرة ؟ |
| Yıldızlara yaraşır bronz ten görmek için ona bir göz atın. | Open Subtitles | (اذا اذا اردت تلك السمرة كالنجوم هو الشخص الذي يجب رؤيته) |
| bronz ten beyaz kıyafeti beyaz ise tenimi ortaya çıkartacak. | Open Subtitles | , uh، السمرة سَيَجْعلُ الأبيض في الزيِّ، السكان. . الأبيض سَيَجْعلُ السمرةَ السكانَ |
| Aramızda kalsın, ama daima bronz kalmaları hiç dikkatini çekmedi mi? | Open Subtitles | (تشارلي)، فقط بيني وبينك هل لاحظت أن أولادك لديهم نوع من السمرة طوال العام؟ |
| Güneş, dalgalar, bronzlaşmış ve terle parıldayan vücutlar... | Open Subtitles | الشمس، الأمواج، الأجساد الجميلة أخذت لون السمرة وتلمع من العرق |
| Hayır, bronzlaşmış teninizden anlaşılırdı. | Open Subtitles | ليس بهذه السمرة لأنه سيظهر عليك |