| Anlat onlara, küçük Balığı denize geri attığımı. - Onu ona ver. | Open Subtitles | . أخبرهم أنني قد أعدت السمكة الصغيرة إلى البحر . أعطِه إياه |
| Dişi kraliçe Balığı yan olarak yüzüyor ve yumurtalarını dağıtıyor. | Open Subtitles | أنثى السمكة الملكة تسبح على جانبها بينما هي توزع بيوضها |
| Hadi, şu güzel oltalık balığa bak. Derinliklerden gerçek bir deniz kızı. | Open Subtitles | هيا، القي نظرة على هذه السمكة المنفوخة عروسة بحر حقيقية من الاعماق |
| balıklar sekse ihtiyaç duymazlar çünkü sadece yumurtalarını yayarlar ve suda döllerler. | Open Subtitles | السمكة لا تحتاج إلى الجنس، لأنها تضع بيضها ويتم تلقيحها في الماء. |
| Zurna balıkları çok çeşitlidir ve beyaz ışığın altında hemen hemen aynı şekilde görünürler. | TED | لهذه السمكة السحلية العديد من الأصناف، وتبدو جميعها متشابهة تحت الإضاءة البيضاء. |
| Üçüncüsü: Her evde farklı bir hayvan var. Bunlardan biri balık. | TED | ثالثاً: كل منزل يحتوي على حيوان مختلف، وأحد الحيوانات هو السمكة. |
| Mercanlarımızın tam ortasında, bu yeşil floresan balığını gördük. | TED | في وسط الشعاب المرجانية، هذه السمكة الخضراء المتوهجة. |
| balığın olduğu akvaryum dahil, bir sürü şeyi üst üste koyuyordu. | Open Subtitles | لقد قام بتوازن مجموعة من الأشياء وضمنها تلك السمكة من الوعاء |
| Ben de küçük bir yem attım ve büyük Balığı yakaladım, tuzağıma düştün. | Open Subtitles | كما أنني رميت طعماً وحصلت على السمكة الكبيرة والان أنت واقع في الفخ |
| Bu azılı görünümlü balığa diken Balığı diyoruz. | TED | وتُدعى هذه السمكة ذات الملامح المفترسة بسمكة هُلبية الفم. |
| Bloğu aldı ve programa yerleştirdi tam da büyük balığın küçük Balığı yediği yere. | TED | أخذ الوحدة ووضعها بالبرنامج وبالضبط عندما تلتهم السمكة الكبيرة السمكة الصغيرة. |
| Örneğin, balığın resmi balığa çıkmışken çekildi. | TED | فعلى سبيل المثال تم تصوير السمكة في رحلة صيد |
| Şimdi bu balıklar IUCN'nin tehlikedeki türler listesinde. | TED | والآن تتواجد السمكة على اللائحة الحمراء للاتحاد العالمي للحفاظ على الطبيعة. |
| balıklar gemiye çıktıkları anda öldürülür ve hemen sonrasında balığın etinin içine bir etiket yerleştiririz. | TED | وحالما يكون السمك على متن السفينة فإنه يقتل، ثم بعد ذلك ندرج علامة صغيرة في لحم السمكة. |
| Ve köpek balıkları. Bunlar için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | و لكن لا يمكنك أن تلقي اللّوم على هذه السمكة |
| Mağlubiyeti kabullenin, Profesör. Kaçan balık, her zaman için, en büyük olandır. | Open Subtitles | تقبل الخسارة , أيها الأستاذ السمكة التى أفلتت دائماً تكون السمكة الأكبر |
| Sonra bu sinsi yeşil floresan zurna balığını bulduk. | TED | لاحقاً، وجدنا هذه السمكة السحلية المتخفية المتوهجة الخضراء. |
| Asıl önemlisi, bu küçük balığın büyük balığın etrafında yüzüyor olması. | Open Subtitles | لكن المهم هو أن السمكة الصغيرة دائماً ما تسبح بجوار الكبيرة |
| Charles, senin, balıkların veya insanların hareketlerini tahmin etme kabiliyetin hakkında şüphem yok ama, sadece bir konuda dikkatini çekmek istiyorum, dost dosta. | Open Subtitles | شارلوس ، ليس لدي شك في قدرتك على توقع تحركات السمكة والرجال ولكنني سأقدم هذي الملاحظة التحفظية |
| O da tarzım değil, hele hele güzel bir hatun bana bir balıktan daha ahmak olduğumu söylüyorsa. | Open Subtitles | ذلك ليس أسلوبي أما. خصوصا عندما بنت جميلة تخبرني انا أغبى من السمكة |
| Belki de o balıkla arasında garip bir bağ vardır. | Open Subtitles | ربما لديه بعض الروابط الغريبة مع تلك السمكة |
| O balıklı kahvenin tadından kurtulamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التخلص من طعم السمكة التي كانت في القهوة |
| Bir hayal edin, ölüm, bu küçük Japon balığının bildiği tüm yaşam olacak. | Open Subtitles | تخيلوا ذلك كونُ الموت هو الحياة التي ستعرفُها تلكَ السمكة الذهبية الصغيرة |
| Bak, şu an benim ufak havuzumdasın ve ben burayı idare eden büyük balığım. | Open Subtitles | انظر انت الآن عندي و انا السمكة الكبيرة التي تدير الأمر |
| Bu balıklara ve diğer vahşi yaşama bakıldığında bir batık, bir resif kadar iyi bir yuva olabiliyor. | Open Subtitles | بقدر ما لهذه السمكة والحياة البريَّةِ الأخرى الذي وَجدَ هنا هو مَعْني , الحطام يصنع بيت جيد كأيّ شعبة مرجانية. |
| Şanslı Gün şimdi Fish fingers'ı yakaladı. | Open Subtitles | يدعى اليوم المحظوظ الآن باصابع السمكة ها هو يتقدم |