| Çok yakında bir çit var. çitin öbür tarafında özgürlük var. | Open Subtitles | إن السياج ليس بعيداً عن هنا, وستكون الحرية على الناحية الأخرى. |
| Pekâlâ, Duane ve ben bu taraftan çitin dışına çıkacağız. | Open Subtitles | ثم, دوين وانا سنذهب من هذا الطريق الى خارج السياج |
| O çiti o kadar derin yaptığım zaman, tavşan zaten içerdeydi. | Open Subtitles | ماذا؟ عندمت بنيت هذا السياج أعلى وأعمق كان موجوداً بالفعل بالداخل |
| çit -- düşündüğümüz anlamda çit onun açısından tam ters işliyoz. | TED | حيث كان بغير المفهوم الذي نعرفه عن السياج انها مختلفة تماما |
| Beyaz çitlerin ardında büyük bir evde yaşıyor yani, sen de kim oluyorsun? | Open Subtitles | يعيش في المنزل الكبير خلف السياج الابيض الخشبي إذا من تكون بحق الجحيم؟ |
| çitleri sökmeyeceğiz ve adım gibi eminim, annen ile çıkmayacağım. | Open Subtitles | نحن لن نهدم السياج وأنا متأكد أنني لن أواعد أمك |
| Hani çitten zıplayan koyunları saydığın gibi. | Open Subtitles | مثل الطريقة التي تعدين بها الأغنام عندما يقفزون من فوق السياج |
| O eski çitin solunda kalan derenin oradakilerle başlayabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت أن نبدأ بما تبقى من ذلك السياج القديم المحاذي للجدول |
| Ne bu düşüncesiz grup yüzünden ne de o çitin arkasındakiler yüzünden. | Open Subtitles | بأن لا تقتلهم هذه المجموعة الطائشة، أو أيًا كان ما وراء السياج. |
| çitin dışında olanlar dehşet verici. Bir sürü hayat son buldu. | Open Subtitles | إنه شيء فظيع ما حدث خارج السياج خسرنا الكثير من الأرواح |
| Şunu söylemeliyim ki ben hayatta oldukça, hiç bir hayvan o çiti aşamaz. | Open Subtitles | سأقول هذا فقط مادمت أستطيع الركل لن يتأذى أى حيوان داخل هذا السياج |
| - çiti kırıp taze yonca yemişler. - Midelerini şişirir. | Open Subtitles | لقد كسروا السياج وأكلوا برسيماً غير ناضج جعل بطونهم مُنتفخة |
| Bu işlerin nasıl olduğunu biliyorsun. çit ve ötesi sizin yetki alanınız. | Open Subtitles | إنك تعرف كيفية القيام بالأمر, السياج و ما وراءه هو من إختصاصك |
| Muhtemelen bir vaşak gibi tel çitlerin üzerinden kaçmaya çalışacak. | Open Subtitles | سيحاول القفز من فوق السياج, كالقط الاستوائي. |
| çitleri yıktılar, öküzler geçti. Sadece koçan kaldı. | Open Subtitles | قطعوا السياج وعبرت الماشية تحولت السنابل إلى جذمات |
| Teşkilat, çitten atlamak zorunda, Russel. | Open Subtitles | الوكاله عليها ان تكون خارج السياج , روسيل |
| Yoksa kendinizi, kadınlarınızı ve çocuklarınızı dikenli teller ve çitler arasında bulacaksınız. | Open Subtitles | وإلّا ستجدون أنفسكم وزوجاتكم وأولادكم محصورين بين الأسلاك الشائكة وأعمدة السياج |
| Tipik Amerikan evi, beyaz çitlere kadar tamam. | Open Subtitles | المنزل الأمريكي المثالي, مباشرة تحت السياج الأبيض |
| tellerin arasında bir delik var. Suyun kenarında ama içinde değil. | Open Subtitles | هناك فجوة فى السياج الواقع قبالة الماء وليس فى الماء |
| Kamyonet, tel örgüyü kırıp geçti ya... Onun kapı çalışıydı o. | Open Subtitles | تلكَ الشاحنة التي اخترقَ بها السياج هي مجرد شيء صغير يملكه |
| Bir dalın üstüne çıkıp elektrikli çitlerden kurtulmuş olmalı. | Open Subtitles | اظن انه ضرب الاسلاك و هرب من فوق السياج المكهرب. |
| Buradaki Çitte bir delik var. Ama kimse bilmiyor. | Open Subtitles | توجد فتحة في السياج هنا، لكن لا أحد يعرف مكانها |
| Dört konuşuyor, Çite bir kilit yerleştirdi ve anahtarı attı. | Open Subtitles | من أربعة، لقد وضعت قفل على السياج وألقت بالمفتاح بعيدًا |
| tellere tam güç elektrik yüklemeye hazır ol. Benim emrimle. | Open Subtitles | و لتكون جاهزا لوضع السياج الكهربائي على القوة الكاملة بامري |