| araba çalıntı ve henüz şoförün kimliğini tespit edemedik. | Open Subtitles | السيارة مسروقة و لم نمييز السائق حتى الآن |
| Başka bir gün sana nasıl yapıldığını gösteririm; ama bu araba çalıntı. | Open Subtitles | انظر يا فتى في أي يوم آخر، سأتي الى هنا و اريك كيف تتأرجح لكن السيارة مسروقة |
| 5-0-2 olmalı. Bu araba çalıntı. | Open Subtitles | لابد أنّها حالة سيارة مشبوهة، هذه السيارة مسروقة. |
| Arabanın çalıntı olduğunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | لم يكن يعلم أن السيارة مسروقة. |
| Ve davanın gerçeklerine baktığımda David Harris Arabanın çalıntı olduğunu, silahların arabada olduğunu silahların da çalıntı olduğunu biliyordu daha önce de birçok suç işlemişti o arabayı ve silahları çalmadan önce de dosyası olukça kabarıktı diyordum. | Open Subtitles | وأنظر لحقيقة القضيه وأقول ديفيد هارس"يعلم أن السيارة مسروقة"? ويعلم أن السلاح كان هناك |
| Bir polis onları durduyor, arabayı kontrol ediyor ve araba California'dan çalınmış çıkıyor. | TED | حسنًا، قام بشرطي بوقفهما والبحث عن السيارة وتبين أن السيارة مسروقة في كاليفورنيا. |
| Araba çalıntıymış. Evrakları bir işe yaramaz. | Open Subtitles | حسناً ، السيارة مسروقة أعمال ورقيّة لا طائل لها |
| - Farva, araba çalıntı dedi. | Open Subtitles | - ((فارفا)) قال بأن هذة السيارة مسروقة ماذا ؟ |
| - Bu araba çalıntı. | Open Subtitles | -هذه السيارة مسروقة |
| Arabanın çalıntı olabileceği hiç aklına gelmedi mi? | Open Subtitles | ولم تعتقد أن السيارة مسروقة ربما ؟ |
| - Hayır, bilmiyorsun. Bu çalınmış bir araba ve başımız iyice belada. | Open Subtitles | لا ، لا تعرف هذه السيارة مسروقة |